Ombudsman Emine Dizdarlı Sayın Özkan Ertarkan'ın raporunu yayınladı.

Ombudsman Emine Dizdarlı  Sayın Özkan Ertarkan'ın raporunu yayınladı.

Lefke İlçesi’ne bağlı Yedidalga’da ikamet eden Sayın Özkan Ertarkan, Dairemize başvuruda bulunarak, Yedidalga’da kain Pafta/Harita XIX/57, 160/6/2 ve 161/4/1 numaralı parsellerin ölçümü için Tapu ve Kadastro Dairesi nezdinde 17 Mart 1998 tarihli D290/98, 20 Ekim 2000 tarihli D1139/2000, 2 Ekim 2003 tarihli D313/03, 18 Şubat 2009 tarihli D85/09, 20 Şubat 2009 tarihli D87/09 sayılı hudut tespit dosyaları açtığını, 2003 yılında açtığı D313/03 sayılı dosya ile Yedidalga’da kain 59 ve 220 numaralı Taşınmaz Mal Koçanına kayıtlı konu taşınmaz malların hudut ölçümünün hatalı olması neticesinde planlar arasında farklılıklar meydana geldiğini ve bu nedenle Lefke Belediyesi’nden talep ettiği hudut telleme izninin verilmediğini iddia etmiştir. Bu itibarla Sayın Ertarkan, söz konusu taşınmaz malların sınırlarının tekrardan ölçülmesi ve mağduriyetinin giderilmesi konusunda Dairemizden yardım talep etmiştir. 

Yapılan başvuru üzerine yakınma konusu yapılan şikayetler, 38/1996 sayılı Yüksek Yönetim Denetçisi (Ombudsman) Yasası kuralları çerçevesinde incelenmiş ve ekte sunulan rapor hazırlanmıştır.

Tapu ve Kadastro Dairesi’nin kuruluş amacı, taşınmaz mallarla ilgili tapu, kadastro, değer takdiri, kamulaştırma ve diğer tapu işlemlerinin, yürürlükteki mevzuata uygun olarak yapılmasını sağlamaktır. Tapu ve Kadastro Dairesi Müdürlüğü’nün görevleri 45/2002 ve 57/2010 sayılı yasalar ile değiştirilmiş şekliyle 44/1988 sayılı Tapu ve Kadastro Dairesi (Kuruluş, Görev ve Çalışma Esasları) Yasası’nın 5’inci maddesinde düzenlenmiştir. Daire’nin başlıca görevleri arasında, kesin mesahası yapılmayan bölgelerde sınır anlaşmalarını yerinde ölçü ve bulguları ile saptayıp rapor hazırlamak ve Klasik yöntemle topografik ve kadastral haritaların hazırlanması için arazideki gerekli ölçme işini ve bunların devamlı revizyonu için gerekli ölçü işlemini yapmak vardır. Bu çerçevede, Tapu ve Kadastro Dairesi Sayın Özkan Ertarkan’ın bahsekonu taşınmaz mallarının hudutlarının tespiti amacıyla 18 Ekim 2016 ve 22 Aralık 2016 tarihlerinde iki kez ölçüm gerçekleştirmesine rağmen konu halen çözümlenmemiştir. 

Dairemiz tarafından yapılan soruşturmada, Yüksek idare Mahkemesi nezdinde dosyalanan YİM: 43/98 sayılı davada 1 Temmuz 1998 tarihinde verilen ara emrinin 6 Ekim 2000 tarihinde iptal edildiği tespit edilmiştir. Ancak Tapu ve Kadastro Dairesi 1998 yılında verilen ara emrinin, aradan yaklaşık 20 yıl geçmesine rağmen, akıbetini araştırılmamış ve verilen ara emrine bağlı olarak hiçbir işlem yapılmamıştır. Bundan da anlaşılacağı üzere, İdare hizmet verirken gereken dikkati ve ihtimamı ve/veya özeni göstermemiştir. Bu hususun İdare’nin yaptığı işi özenle yerine getirmediğinin ve/veya görevini ihmal ettiğinin bir göstergesi olduğu kanaatindeyim.

Yüksek İdare Mahkemesi’nin yukarıda bahsi geçen kararının 6 Ekim 2000 tarihinde iptal edildiğinin Dairemiz tarafından tespit edilmesi neticesinde Tapu ve Kadastro Dairesi Müdürlüğü yetkilileri ile tekrardan temasa geçilmiş, yeni ölçüm tarihi olarak 22 Aralık 2016 tarihi belirlenmiş ve belirlenen tarihte ölçüm gerçekleşmiştir. 22 Aralık 2016 tarihinde yapılan ölçümden henüz bir sonuç alamayan Sayın Ertarkan, Tapu ve Kadastro Dairesi Müdürlüğü tarafından ölçümlere ilişkin hazırlanacak raporu beklemektedir. Tapu ve Kadastro Dairesi’nin yapmış olduğu ölçüm tarihinden itibaren 6 aylık bir süre geçmiş olmasına rağmen rapor henüz hazır değildir. 44/1988 sayılı Tapu ve Kadastro Dairesi (Kuruluş, Görev ve Çalışma Esasları) Yasası uyarınca, ortaya çıkan hudut anlaşmazlıklarının çözümünde birinci derecede rol oynayan Tapu ve Kadastro Dairesi’dir. Söz konusu Daire’nin görevi ölçümü yaptıktan sonra en erken bir zamanda raporu hazırlayıp ilgili taraflara sunması gerekmektedir.

Tapu ve Kadastro Dairesi Müdürlüğü, hudut anlaşmazlığının çözümünün ancak tarafların feragati ve/veya ada genelinde yapılan kadastro çalışmalarının sonucunda gerçekleşebileceğini belirtilmiştir. Söz konusu işlemlerin sonuçlanmasının kesin bir tarihi olmadığı nedeniyle Sayın Ertarkan’ın ne kadar bekleyeceği belli değildir. Bu nedenle Tapu ve Kadastro Dairesi ölçüm neticelerini en erken bir zamanda ilgili kişiye bildirmekle görevlidir. Tapu ve Kadastro Dairesi raporlama görevini yerine getirmediği gibi, sorunun erken zamanda çözümünü kendi sorumluluğundan çıkarma çabasına girerek görevini ihmal etme yoluna girmiştir.

Tapu ve Kadastro Dairesi görevini yerine getirmediğinden ve/veya bu konuda bir karar üretmediğinden başvuru sahibi hudut tespiti için mahkemeye başvuru yapamamaktadır. Sorunun çözümü Sayın Selengin’in ifade ettiği feragat ve/veya kadastro çalışmalarının neticesinde değil ancak Tapu ve Kadastro Dairesi’nin 44/1988 sayılı Tapu ve Kadastro Dairesi (Kuruluş, Görev ve Çalışma Esasları) Yasası uyarınca raporlama görevini yerine getirmesi ile mümkün olacaktır.

27/2013 sayılı İyi İdare Yasası tahtında, İdare, idari işlemlerini makul süre içinde yerine getirir. Söz konusu Yasa’nın 22’nci maddesi uyarınca İdare, kendi işlem, ihmal ve eylemlerinden doğan zararı gidermekle yükümlüdür. Yine İdare, kusurlu işlem ve eylemiyle zararın doğmasına sebebiyet veren kamu personeline, mahkeme tarafından tespit edilen kusur oranında rücu eder.

Yine 7/1979 sayılı Kamu Görevlileri Yasası’nın 11’nci maddesi gereğince, kamu görevlileri, görevlerini dikkat ve özenle yerine getirmek zorundadır. Kasıt ve ihmal nedeniyle Devlete verdikleri kayıp ve zararlardan ötürü sorumludurlar. Bu nedenle kamu görevlileri görevlerini yerine getirirken gereken özen ve ihtimamı göstermeli ve söz konusu hudut ölçüm sonuçları makul süre içerisinde raporlanıp Sayın Ertarkan’ın bilgisine getirilmelidir. 


Emine DİZDARLI
Yüksek Yönetim Denetçisi
(Ombudsman)

Print
Yayınlanma tarihi: Tem 24, 2017,
Haber Kategorisi: Haberler,
Yorumlar: 0,
Etiketler:

Arşiv