Dairemize başvuruda bulunan Sayın Gazi Gök, 2004 yılından beridir çalışmakta olduğu işvereni Hasan Şakir Ltd.’in sosyal sigorta primlerini eksik yatırdığını, sosyal sigorta yatırımları eksik olduğundan dolayı sigortalılara tanınan sağlık hizmetlerinden yararlanamadığını, yine aynı sebeple 2012 yılında geçirdiği iş kazasından sonra geçici iş göremezlik ödeneğini alamadığını iddia ederek mağduriyetinin giderilmesi için Dairemizden yardım talebinde bulunmuştur.
Yapılan başvuru üzerine konu, 38/1996 sayılı Yüksek Yönetim Denetçisi (Ombudsman) Yasası kuralları çerçevesinde incelenmiş ve ekte sunulan rapor tanzim edilmiştir.
Değiştirilmiş şekliyle 16/1976 sayılı Kıbrıs Türk Sosyal Sigortalar Yasasının 14’üncü maddesi tahtında iş kazalarıyla meslek hastalıkları halinde sigortalılara sağlanan yardımlar; sağlık yardımı yapılması, geçici iş göremezlik süresince günlük ödenek verilmesi, sürekli iş göremezlik hallerinde gelir verilmesi, protez araç ve gereçlerinin sağlanması, takılması onarılması ve yenilenmesi, iş kazası veya meslek hastalığı dolayısıyla bedeni veya ruhi bir arızaya uğrayanlardan ülkede tedavisi kabil olmayıp, ancak Bakanlıkça uygun görülen diğer bir ülkede kısmen veya tamamen tedavisi mümkün görülen ve mesleğinde uğradığı iş göremezlik derecesinin azalabileceği Bakanlıkça belirlenen yetkili sağlık kuruluşlarının vereceği sağlık kurulu raporu ile tespit edilen sigortalının ve bu raporca belirtilmişse, refakatçisinin, gidip gelme yol paraları ile o yerde kalış ve tedavi giderlerinin ödenmesi, cenaze gideri karşılığı verilmesi ve sigortalının ölümünde hak sahiplerine gelir bağlanması şeklinde sıralanabilir.
Aynı Yasanın 4’üncü maddesi Yasanın kapsamını belirlemektedir. Sayın Gazi Gök değiştirilmiş şekliyle 16/1976 sayılı Kıbrıs Türk Sosyal Sigortalar Yasasına tabi olup, konu Yasanın 4’üncü maddesinin 2’nci fıkrasında tanımlanan “bir hizmet veya çıraklık akdine dayanarak çalıştırılanlar (Tarım, Orman ve hayvancılık kesimi dahil)” kategorisinde sigortalıdır. Sayın Gök, Sosyal Sigortalar Dairesi Lefkoşa Bölge Amirliğinde 1/13015 sicil numarası ile tescilli bulunan Hasan Şakir Ltd. adlı işyerinde 10 Ekim 2004 tarihinden beridir çalışmaktadır.
KKTC Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Sosyal Sigortalar Dairesi Müdürlüğü nezdinde yapılan soruşturmada Sosyal Sigortalar Dairesi Müdürü Sayın Ayşe Avseven’den alınan bilgiye göre Sayın Gazi Gök’ün işvereni veya işveren temsilcisi konu şahsın 5 Nisan 2012 tarihinde iş kazası geçirdiği hususunu 10 Nisan 2012 tarihinde Sosyal Sigortalar Dairesi Müdürlüğüne bildirmiştir. Sosyal Sigortalar Dairesi Müdürlüğü tarafından yapılan tahkikat sonucunda konu kazanın 16/1976 sayılı Kıbrıs Türk Sosyal Sigortalar Yasasının 13’üncü maddesinin 1’inci fıkrasında tanımı yapılan iş kazası kapsamında olduğu, sigortalının işyerinde bulunduğu sırada veya yürütülmekte olan iş dolayısıyla sigortalıyı hemen veya sonradan bedence veya ruhça arızaya uğratan olaydan neşet ettiği ve yine aynı Yasanın 18’inci maddesi uyarınca kazazedeye işgöremezlik ödeneği verilmesinin uygun olduğu tespit edilmiştir. Ancak Sayın Gök işvereni Hasan Şakir Ltd’in Sosyal Sigortalar Dairesi Müdürlüğü’ne prim borcu olması nedeniyle işgöremezlik ödeneği alamamış ve sigortalılara yapılan sağlık yardımlarından faydalanamamıştır.
16/1976 sayılı Kıbrıs Türk Sosyal Sigortalar Yasasının 18’inci maddesi tahtında iş kazası veya meslek hastalığı dolayısıyla geçici iş göremezliğe uğrayan sigortalıya her gün için geçici iş göremezlik ödeneği verilir. Aynı Yasanın 96’ncı maddesi tahtında iş kazalarıyla meslek hastalıkları, hastalık ve analık hallerinde verilecek ödenek ve gelirlerin hesabına esas tutulacak günlük kazanç, iş kazasının veya doğumun olduğu, yahut meslek hastalığı veya hastalık dolayısıyla iş göremezliğin başladığı tarihten önceki üç takvim ayı içinde, bu Yasanın uygulandığı bir veya bir kaç işte 87. maddenin (I). fıkrasına göre elde edilen ve sigorta primi hesabına esas tutulan kazançlar toplamının doksanda biridir.
Sayın Gök’ün iş kazası geçirmiş olduğu 5 Nisan 2012 tarihinden önceki üç aydaki Yatırım Özeti Dökümü incelendiğinde, Şubat ayına ait primlerin yatırıldığı ancak Ocak ve Mart aylarında primlerinin yatırılmamış olduğu tespit edilmiştir.
16/1976 sayılı Kıbrıs Türk Sosyal Sigortalar Yasasının 90’ıncı maddesinin 1’inci fıkrası tahtında İşveren, bir ay içinde çalıştırdığı sigortalıların, sigorta primlerine esas tutulacak kazançlar toplamı üzerinden bu Yasa gereğince hesaplanacak prim tutarlarını ücretlerinden kesmeye ve kendilerine ait primler tutarını da bu miktara ekleyerek en geç ertesi ayın yirmisine kadar (yirmisi dahil) Bakanlığa ödemeye mecburdur. Hak edilen fakat sigortalıya ödenmemiş olan ücretler üzerinden tahakkuk ettirilen primler hakkında da, bu fıkra kuralı uygulanır.
Aynı Yasanın 91’inci maddesi 90. maddenin (1) fıkrasına göre en geç ertesi ayın yirmisine kadar alınacak sigorta primlerinin ödenmesi için Bakanlıkça işverene, (2) fıkrasına göre alınacak sigorta primlerinin ödenmesi için de sigortalıya yapılacak bildiri üzerine prim borçları ödenmezse, Bakanlıkça düzenlenen ve işverenin prim borcu miktarını gösteren belgeler resmî dairelerin usulüne göre verdikleri belgeler hükmünde olup, yetkili adli mercilerince bu belgelere dayanarak işlem yapılır.
KKTC Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Sosyal Sigortalar Dairesi Müdürlüğüne, Sayın Gazi Gök’ün iş kazası geçirdiğinin bildirilmesinin ardından yapılan tahkikat sonucunda konu şahsın işvereninin prim borcu olduğu saptandığı halde Daire tarafından işverene herhangi bir ihbar ve/veya prim borcunu gösterir belge gönderilmediği ve tahkikatın tamamlanmadığı ve/veya sonlandırıldığı tespit edilmiştir. KKTC Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Sosyal Sigortalar Dairesi Müdürlüğü, 7 Kasım 2017 tarihinde Sayın Gazi Gök’ün sunmuş olduğu, mağduriyetini dile getiren dilekçe üzerine harekete geçmiş ve konuyla ilgili tahkikat yapılması için konu dilekçe Sosyal Sigortalar Müfettişi, Sayın Tahir Serhat’a aktarılmıştır. Sosyal Sigortalar Dairesi Müdürlüğü’nün aradan geçen 5 sene zarfında konu şahsın mağduriyetinin giderilmesi için herhangi bir girişimde bulunmaması, işverenin işçilerine karşı olan yükümlülüklerini yerine getirmesi için herhangi bir ihbar göndermemesi ve/veya bu yönde herhangi bir adım atmaması sigortalının mağduriyetini daha da artırmış ve zarara uğramasını sağlamıştır. 27/2013 sayılı İyi İdare Yasasının 5’inci maddesinin 1’inci fıkrası tahtında İdare, Anayasa ve yasalara uygun davranmakla yükümlüdür. Sosyal Sigortalar Dairesi Müdürlüğü işverene prim borcunu gösterir belge veya ihbar göndermemekle 16/1976 sayılı Kıbrıs Türk Sosyal Sigortalar Yasasının 91’inci maddesine ve 27/2013 sayılı İyi İdare Yasasının 5’nci maddesinin 1’inci fıkrasına aykırı davranmıştır. İdare, kendi işlem, ihmal ve eylemlerinden doğan zararı ve zarar gören kişinin mağduriyetini gidermekle yükümlüdür.
Sayın Gök’ün yapmış olduğu dilekçe üzerine yapılan tahkikatta, Hasan Şakir Ltd.’in gecikmiş prim borçları ve gecikme zamlarının ödenmesi ile ilgili 30/2017 sayılı Kıbrıs Türk Sosyal Sigortalar (Değişiklik) Yasası ve 28/2017 sayılı Sosyal Güvenlik (Değişiklik)Yasasından faydalanması sağlandığı ve borcunun %25’ini 12 Eylül 2017 tarihinde peşin ödediği, 31 Aralık 2016 tarihine kadar olan bakiye borcunu ise 1 Aralık 2017 tarihinde taahhüt imzalayarak yapılandırdığı tespit edilmiştir. Ayrıca 28/2017 ve 30/2017 sayılı Yasalar kapsamı dışındaki güncel prim borçlarının tahsili için ise hatırlatma gönderilmek üzere 16 Şubat 2018 tarihinde konunun Sosyal Sigortalar Dairesi Müdürlüğü Hukuk Servisine aktarılmıştır. Bunu müteakip Hukuk Servisinin 20 Şubat 2018 tarihinde gecikmiş prim borçlarının ödenmesine ilişkin Hasan Şakir Ltd.’e 20 Şubat 2018 tarihinde hatırlatma yazısı gönderdiği ve söz konusu gecikmiş prim borçlarının ödenmemesi halinde yasal işlem başlatılacağı hususunun bildirildiği tespit edilmiştir.
Sayın Gazi Gök açısından duruma bakıldığında, 12 Eylül 2017 tarihinde %25 peşinat alınarak 1 Aralık 2017 tarihinde imzalanan Taahhütname neticesinde tahsil edilen tutardan ödenen primleri ile geçirdiği iş kazası nedeniyle hak kazandığı, işvereninin prim borçlarını ödememesi nedeniyle alamadığı ödenekleri gerekli evrakların temini halinde alabilecek konuma geldiği ve konu şahsa sözlü olarak bilgilendirme yapıldığı ancak yazılı tebliğ adresini dilekçesinde belirtmemiş olması nedeniyle kendisine ayrıca yazılı bildirim yapılmadığı tespit edilmiştir.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Anayasası’nın 76’ncı maddesine göre, vatandaşın müracaatı süratle incelenerek, otuz gün içerisinde kendisine gerekçeli bilgi verilmesi gerekmektedir. Ayrıca 27/2013 sayılı İyi İdare Yasası’nın özel kişilerin idareye yaptıkları istemleri düzenleyen 15’inci maddesinin 3’üncü fıkrası uyarınca İdare, istemle ilgili kararını, en geç otuz gün içinde, gerekçeli olarak, başvuran kişiye veya kişilere yazılı olarak bildirir. İdare, bu süre içerisinde yazılı ve gerekçeli yanıt vermeyi ihmal ederse, bundan dolayı doğacak zararları bu Yasadaki kurallar çerçevesinde gidermekle yükümlüdür. Sosyal Sigortalar Dairesi Müdürlüğü, Sayın Gök’ün dilekçesine sözlü olarak yanıt verildiğini belirtmiş olsa dahi, İdarenin konu şahsın dilekçesine KKTC Anayasası ve İyi İdare Yasasında belirtilen kurallara uygun şekilde cevap vermediği görülmektedir. Sayın Gök’ün adresini dilekçesinde belirtmemiş olması bu dilekçenin sözlü olarak yanıtlanabileceği hususunda bir gerekçe teşkil etmemektedir.
Sayın Gazi Gök’ün ikinci iddiasına göre, işverenlerin çalıştırmakta olduğu işçilerinin sosyal sigorta primlerini düzenli olarak yatırmamalarına rağmen veya işverenlerin prim borçları olduğu halde ihalelere katılırken veya yurtdışından yabancı işçi getirirken Çalışma Dairesine ve Merkezi İhale Komisyonuna sunmaları gereken belgelerden biri olan “Borcu Yoktur” yazısının Sosyal Sigortalar Dairesi Müdürlüğü tarafından işverenlere verilmesi ile ilgilidir.
20/2016 sayılı Kamu İhale Yasası’nın 55’inci maddesinin 1’inci fıkrasının (d) bendi tahtında herhangi bir ülkenin mevzuatına göre, sosyal sigorta ve ihtiyat sandığı primlerini veya hukuken yükümlü olduğu ülkenin yasaları uyarınca ilgili sosyal güvenlik katkılarının ödenmesiyle ilgili yükümlülüklerini yerine getirmemiş olan veya bu yükümlülükleri yerine getirmemiş olmaktan dolayı Komisyonunun bilgisi dahilindeki nihai bir kararla mahkum edilmiş olan ihale katılımcıları ihale sürecine katılmaktan men edilir.
63/2006 sayılı Yabancıların Çalışma İzni Yasası ile bu Yasa altında yapılan Yabancıların Çalışma İzinleri Tüzüğü’nde bu konuyla veya “Borcu Yoktur” yazısının ibrazı ile ilgili herhangi bir düzenleme ve/veya hükmün olmadığı görülmektedir.
Sayın Ayşe Avseven, işverenlere verilen “Borcu Yoktur” şeklinde adlandırılan yazıların Çalışma İzin Merkezi ve Merkezi İhale Komisyonu tarafından talep edildiğini, işçi getirecek ve/veya çalışma izni yeniletecek veya ihaleye girecek işyerlerinde çalışan işçilerin yatırımlarının zamanında yapılmasını sağlamak amacıyla işverenlerin primlerini ödemiş olmaları veya işverenlerin yapılan taksitlendirmeye uymaları koşuluyla işçi getirebilecekleri veya çalışma izni yeniletebilecekleri veya ihaleye girebilecekleri yönünde olan idari bir uygulama olduğunu belirtmiştir. Mezkûr yazılarda “İşyerinin Borcu Yoktur”, “İşyerinin Borcu Vardır”, “İşyeri Borcunu Yapılandırmıştır” ya da “Borç Yapılandırılmış Olup İşçi Getirmesinde Sakınca Yoktur” şeklinde işyerinin açıkça durumu belirtildiği ve bu yazılar doğrultusunda işlem yapıp yapmamanın Çalışma İzin Merkezi ve Merkezi İhale Komisyonunun tasarrufunda olduğu belirtilmiştir.
İşverenlerin Sosyal Sigortalar Dairesi Müdürlüğü’nden temin ettikleri “Borcu Yoktur” yazıları veya belgeleri işyerinin Sosyal Sigortalar Dairesi Müdürlüğü nezdindeki durumlarını gösteren belgelerdir. Bu nedenle verilmesinde herhangi bir sakıncalı durum yoktur ve/veya mevzuata aykırı bir durum değildir. Sosyal Sigortalar Dairesi Müdürlüğü tarafından verilen “Borcu Yoktur” yazılarının temel amacı sigorta primlerinin garanti altına alınması, doğrudan kişilerin sosyal güvenliğinin korunmasında önemli bir yer tutan Sosyal Sigortalar Dairesi Müdürlüğü’nün alacaklarının biran önce tahsilinin sağlanmasıdır. Sosyal Sigortalar Dairesi Müdürlüğü söz konusu “Borcu Yoktur” yazılarını kategorize edip işverenin gerçek durumunu yansıtacak şekilde vermesi halinde bir sakınca yoktur ancak maktu “Borcu Yoktur” yazısı verildiğinde bu durum yanıltıcı olabilir veya işverenin durumu ile ilgili gerçekleri yansıtmayabilir. Bu uygulamaya bağlı olarak zaman be zaman verilen belgelerin gerçekleri yansıtmadığı veya farklı uygulamalara sebep olduğu görülmektedir. Bu nedenle söz konusu belge ile ilgili bir düzenleme yapılması veya bir genelge çıkarılması halinde söz konusu farklı uygulamaların ortadan kaldırılmasına yardımcı olacaktır.
KKTC Anayasasının 55’inci maddesi tahtında herkes, sosyal güvenlik hakkına sahiptir. Bu hakkı sağlamak için sosyal sigortalar ve benzeri sosyal güvenlik kurumları ile sosyal yardım örgütleri kurmak ve kurdurmak Devletin ödevlerindendir. Sosyal Güvenliğin, insanın iradesi dışında meydana gelen geliriyle birlikte sağlığına da zarar verebilecek tehlikeler ve risklerden dolayı (iş kazası, meslek hastalığı, hastalık, analık, yaşlılık, malullük, ölüm, işsizlik ve ailevi yükler gibi) geliri ya da kazancı sürekli ya da geçici olarak kesilmiş kimselerin geçinme ve yaşama gereksinmelerini karşılayan bir sistem olduğu düşünüldüğünde işverenlerin işçilerine karşı sosyal güvenlikle ilgili temel yükümlülüklerinden biri olan prim borcunu ödememesi durumunda işçilerin mağdur edilmesini veya zarar görmesini engelleyecek veya işverenin ihmali dolayısıyla alamadıkları haklarını çok süratli bir şekilde alabilmelerini sağlayacak yasal düzenlemelerin yapılması gerektiği kanaatindeyim.
Emine Dizdarlı
Yüksek Yönetim Denetçisi
(Ombudsman)