Sayın Medeni Tuğay, 2 Aralık 2013 tarihinden18 Mayıs 2015 tarihine kadar Gökay Köroğlu Sanayi ve Ticaret Şti. Ltd.’te çalışmıştır. Sayın Tuğay, bu süre zarfında işvereni tarafından sigorta primlerinin yatırılmadığını, bu nedenle görevinden istifa ettiği, 1 Mart 2015 tarihinden 18 Mayıs 2015 tarihine kadar 6,900.00 TL tutarındaki 3 aylık ücretinin işvereni tarafından kendisine ödenmediğini, mağduriyetinin giderilmesi için 13 Temmuz 2015 tarihinde Çalışma Dairesi’ne ve Sosyal Sigortalar Dairesi’ne başvuruda bulunduğunu ancak bir sonuç alamadığını ve/veya söz konusu kurumlar tarafından kendisine yeterli bir açıklama yapılmadığını iddia ederek konunun soruşturulması için Dairemize başvuruda bulunmuştur.
Yapılan başvuru üzerine konu, 38/1996 sayılı Yüksek Yönetim Denetçisi (Ombudsman) Yasası kuralları çerçevesinde incelenmiş ve ekte sunulan rapor hazırlanmıştır.
Sayın Medeni Tuğay, 2 Aralık 2013 tarihinden 18 Mayıs 2015 tarihine kadar Gökay Köroğlu Sanayi ve Ticaret Şti. Ltd.’te çalışmıştır. İşveren, 16/1976 sayılı Sosyal Sigortalar Yasası’nın 90’ıncı maddesinin 1’inci fıkrasına uygun olarak, bir ay içinde çalıştırdığı sigortalıların, sigorta primlerine esas tutulacak kazançlar toplamı üzerinden hesaplanacak prim tutarlarını ücretlerinden kesmeye ve kendisine ait primler tutarını da bu miktara ekleyerek en geç ertesi ayın yirmisine kadar ödemeye mecburdur. İşveren ve/veya Gökay Köroğlu Sanayi ve Ticaret Şti. Ltd, 16/1976 sayılı Kıbrıs Türk Sosyal Sigortalar Yasası’nın 11’inci maddesi uyarınca, Sosyal Sigortalar Dairesi’ne Sayın Medeni Tuğay’ın işe girişi ve işten ayrılmasıyla ilgili bildirimde bulunmuş ancak yanında çalıştığını bildirdiği Sayın Tuğay için herhangi bir prim ödemesi yapmamıştır.
16/1976 sayılı Kıbrıs Türk Sosyal Sigortalar Yasası kurallarına aykırı davranan gerçek veya tüzel kişiler suç işlemiş olurlar. Sosyal Sigortalar Dairesi’nce böyle bir durumun tespit edilmesi halinde işverene yazılı uyarıda bulunularak yasaya aykırılığın düzeltilmesi için makul bir süre verilir. Sosyal Sigortalar Dairesi tarafından 20 Ekim 2014 ve 21 Ekim 2014 tarihlerinde işverenin kayıtlı adresine hatırlatma yazısı gönderilmiş, işverene yükümlülüklerini yerine getirmesi gerektiği bildirilmiştir. Bu girişimin sonuç vermemesinin ardından yasal süreç başlatılmış, Gökay Köroğlu Sanayi ve Ticaret Şti. Ltd. aleyhine, Sayın Medeni Tuğay’ın primlerinin de talep edildiği, 23 Mart 2015 tarihinde 2970/2015 ve 25 Nisan 2015 tarihinde 3739/2015 sayılı davalar ikame edilmiştir. Söz konusu davalar işveren aleyhine sonuçlanmış, mahkeme işverenin dava konusu meblağı, gecikme zammı ve dava masrafları dahil ödemesi yönünde emir ve hüküm vermiştir. İşverenin mahkeme kararlarına uymaması neticesinde haciz müzekkeresi dosyalanmıştır. Bunu müteakip Gökay Köroğlu Sanayi ve Ticaret Şti. Ltd. ile Sosyal Sigortalar Dairesi arasında bir taahhüt imzalanarak işverenin tüm borçları yapılandırılmıştır. Ancak mezkur borç yapılandırılmış olmakla birlikte, işverenin taksitlerini düzenli ödememesi neticesinde ilgili şirket aleyhine haciz işlemleri yeniden başlatılmıştır.
Sayın Medeni Tuğay, Sosyal Sigorta primlerinin ödenmemesine bağlı olarak 13 Temmuz 2015 tarihinde Sosyal Sigortalar Dairesi’ne şikayette bulunmuştur. Sayın Tuğay’ın Sosyal Sigortalar Dairesi’ne başvuruda bulunduğu tarihten yaklaşık 8 ay önce, Aralık 2014 tarihinde Daire, muaccel olan primlerle ilgili gerekli davaları açmış ve söz konusu tarihte açılan davalar neticelenmiş idi. Sosyal Sigortalar Dairesi, Kıbrıs Türk Sosyal Sigortalar Yasası’nın uygulanmasına ilişkin görevini layıkıyla yerine getirmiş olmakla beraber Sosyal Sigortalar Dairesi, Sayın Medeni Tuğay’ı bu süreç hakkında yazılı olarak bilgilendirmemiştir. Bilgilendirmenin yazılı olarak yapılması esastır. Sosyal Sigortalar Dairesi’nin Sayın Tuğay’ı 27/2013 sayılı İyi İdare Yasası 15’inci maddesinin 3’üncü fıkrasına uygun biçimde, yazılı olarak bilgilendirmesi gerekirdi. Bu husus ciddi bir eksikliktir.
Aynı şekilde Sayın Medeni Tuğay, işvereni Gökay Köroğlu Sanayi ve Ticaret Şti. Ltd.’in kendisine 3 aylık maaşını ödemediği iddiasıyla Çalışma Dairesi’ne de başvurmuştur. Sayın Tuğay’ın Çalışma Dairesi’ne 13 Temmuz 2015 tarihinde yapmış olduğu başvurunun ardından Çalışma Dairesi Lefkoşa Bölge Amirliği’ne bağlı çalışan Daire Müfettişleri, 16 Eylül 2015 tarihinde söz konusu işyerine gittiler. Ancak işveren mezkur günde Çalışma Dairesi Müfettişlerine Sayın Medeni Tuğay’a ait bir hesap pusulası ibraz edemedi.
Ücretin tanımı ve ödeme biçimi 22/1992 sayılı İş Yasası’nın 21’inci maddesinde düzenlenmiştir. Söz konusu Yasa maddesinin 1’nci fıkrası tahtında genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş veya hizmet karşılığında işveren ve/veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve nakden ödenen miktarı kapsar. İşçi ücreti en geç ayda bir ödenir. Ancak bu süre hizmet akitleri veya toplu sözleşmelerle bir haftaya kadar indirilebilir. Aylık ödemelerde gecikme, bir haftayı geçemez.
İş Yasası’nın 24’üncü maddesi uyarınca işverenin her ödemede işçiye ücret hesabını gösterir (ücret hesap pusulası) imzalı veya işverenin işaretini taşıyan bir pusula vermek zorundadır. Bu pusula veya bordroda asli ücret ve eklentileri ile her çeşit kesintilerinin ayrı olarak gösterilmesi gerekmektedir veya zorunludur.
İş Yasası’nın yukarıdaki ilgili hükmü uyarınca işverenin her ödemede işçiye ücret hesabını gösterir, imzalı veya işverenin işaretini taşıyan bir pusula verme zorunluluğu vardır. Buna göre işverenin, Sayın Medeni Tuğay’ı en geç ayda bir ödemek ve bu ödemeyi gerçekleştirdiğine ilişkin imzalı veya üzerinde işareti bulunan bir pusulayı kendisine verme yükümlülüğü bulunmakta idi. İşveren bunu yapmayarak ve/veya işveren mezkur günde Çalışma Dairesi Müfettişlerine Sayın Medeni Tuğay’a ait bir hesap pusulası ibraz etmeyerek 22/1992 sayılı İş Yasası kurallarına ve/veya hükümlerine aykırı hareket etmiştir. Bu hususun düzeltilmesi için Çalışma Dairesi Müfettişleri, işverene uyarıda bulunarak Birinci Uyarı Formu’nu işverene tebliğ ettiler. Birinci Uyarı Formu’na bağlı olarak işveren, kendisine tanınan bir haftalık sürede Sayın Tuğay’ın üç aylık maaş alacağı hakkında ve Yasa’nın zorunlu kıldığı biçimde maaş ödemelerini yaptığını gösteren bir belgeyi Çalışma Dairesi’ne sunamamıştır.
İş Yasası ve/veya İş Yasası altında çıkarılan tüzük kurallarına aykırı davranan gerçek veya tüzel kişiler bir suç işlemiş olurlar. Böyle bir durumun tespit edilmesi halinde, tespiti yapan Daire Müfettişi, Yasa ve/veya tüzük kurallarına aykırı olan hususların düzeltilmesi için makul bir süre vererek bu suçu işleyen işverenlere yazılı uyarıda bulunur. Bu süre bir ayı aşamaz.
Çalışma Dairesi ve/veya Çalışma Dairesi Müfettişleri, söz konusu İş Yasası’nın 72’nci maddesi tahtında mezkur işverene Yasa’ya aykırı olan hususları düzeltmesi için bir hafta süre tanımasına rağmen Yasa’ya aykırı olan durumların düzeltilip düzeltilmediği hususunu kontrol etmek için söz konusu işyerine, verdikleri tarihten takriben 3 ay sonra (3 Aralık 2015) gittiler.
Aynı Yasa maddesinin 2’nci fıkrası uyarınca Çalışma Dairesi Müfettişleri verilen uyarıya rağmen yasaya aykırı durumun düzeltilmemesi halinde aykırı davranış içinde bulunan gerçek veya tüzel kişilere Daire müfettişleri tarafından idari para cezası uygulanır. Çalışma Dairesi Müfettişleri, işyerini ikinci kez ziyaret ettiklerinde Yasaya aykırı hususların düzeltilmemesi neticesinde İdari Para Cezası Bildirim Formu ile işverene 22/1992 sayılı İş Yasası’nın 72’nci maddesinin 2’nci fıkrasının (c) (a) bendi gereğince, o dönemin bir aylık asgari ücret bedeli kadar, yani 1,730.00 TL para cezası kestiler. Bu hususa ilaveten İş Yasası’nın 72’nci maddesinin 5’nci fıkrasına uygun olarak bu Yasa tahtında tespit edilen aykırı hususların ve/veya yükümlülüklerinin yerine getirilmesi için ikinci bir uyarıda bulundular.
İşveren, kendisine tanınan sürede İdari para cezasını ödememiş, Sayın Tuğay’ın maaşını ödediğine dair imzalı bir belgeyi ve/veya pusulayı Çalışma Dairesi’ne sunmamış ve Sayın Tuğay’a herhangi bir ödeme yapmamıştır. Bunun üzerine Daire Müfettişleri konuyu 11 Ocak 2016 tarihinde Çalışma Dairesi Hukuk Servisi’ne gönderdiler. Akabinde Çalışma Dairesi tarafından konu daha ileriye götürülmemiş ve yasal yükümlülüklerini yerine getirmeyen işveren hakkında yasal bir süreç başlatılmamıştır. 22/1992 sayılı İş Yasası’nın 72’nci maddesinin 6’ncı fıkrasına göre işverenlerin yükümlülüklerini yerine getirmeleri için Daire Müfettişleri tarafından verilen uyarıya rağmen, bu yükümlülüklerin yerine getirilmediğinin tespiti halinde konu suç, mahkemeye intikal ettirilir.
Çalışma Dairesi tarafından tahkikatın daha ileriye götürülememesine gerekçe olarak Daire’deki ilgili birimin iş yoğunluğu gösterilmektedir. Çalışma Dairesi, İş Yasası’nın uygulanmasından doğrudan sorumludur ve yasaların uygulanmasını sağlama yükümlülüğü vardır. Söz konusu Yasa’nın ilgili hükümleri incelendiğinde konunun mahkemeye intikal ettirilmesi bir zorunluluktur ve ilgili memur ve/veya memurlar bunu yapmakla mükelleftirler ve/veya bu husus onların yapmakla görevli olduğu bir iştir. İş yoğunluğunu ileri sürerek yapmaları gereken işi yapmamaları ve/veya zamanında yapmamaları bir ihmal teşkil etmektedir. Yasaya aykırı davranışlar tespit edildikten sonra Çalışma Dairesi bu duruma göz yumamaz ve/veya bu durumu görmemezlikten gelemez. Çalışma Dairesi bunu yaparak hatalı davranmıştır.
Çalışma Dairesi, şikayete ilişkin soruşturmanın yürütülmesinde ve tespit edilen suçun mahkemeye taşınmasında gereğini yapmamıştır. Ayrıca Sayın Tuğay’a süreçle ilgili olarak ve yasal hakları konusunda yazılı bilgi vermeyerek 27/2013 sayılı İyi İdare Yasası 15’inci maddesinin 3’üncü fıkrasına aykırı davranmıştır.
Netice itibarıyla, Çalışma Dairesi’nin ve/veya müfettişlerinin yükümlülüklerini yerine getirmeyen işveren hakkında ve/veya Çalışma Dairesi’nin uyarılarına rağmen suç işlediği tespit edilen işveren hakkında yasal işlem başlatılması ve konunun derhal mahkemeye intikal ettirilmesi gerekmektedir.
Emine DİZDARLI
Yüksek Yönetim Denetçisi
(Ombudsman)