Bölge halkı adına Dairemize başvuruda bulunan Sayın Ulus Eserbaş, Gaziveren ve Güneşköy’de bulunan 100’e yakın kömür ocağının çevreye yoğun şekilde zehirli bir gaz olan karbon monoksit gazı yaydığını, bu gazın bölge halkının sağlığı için ciddi tehlike yarattığını ve bu nedenle bölge halkında görülen hastalıklarda önemli artış olduğunu ifade etmiştir. Sayın Eserbaş, bölge halkı olarak 2004 yılından bu yana mücadele ettiklerini, konu hakkında İçişleri ve Yerel Yönetimler Bakanlığı, Güzelyurt Kaymakamlığı ile Çevre Koruma Dairesi Müdürlüğüne başvuruda bulunduklarını ancak sonuç alamadıklarını ve kömür ocaklarının faaliyetinin artarak devam ettiğini belirtmiştir.
Yapılan başvuru üzerine konu, 38/1996 sayılı Yüksek Yönetim Denetçisi (Ombudsman) Yasası kuralları çerçevesinde incelenmiş ve ekte sunulan rapor hazırlanmıştır.
1983 Orman Koruma ve Faydalanma Tüzüğünün 12.’inci maddesinin (1).’inci fıkrası Devlet sınırları içerisinde kereste fabrikası, hızar atölyesi, odun işleyen makine, motorlu zincir testeresi, odun yakarak çalışan makine, tuğla, fayans, kireç, alçı, çimento, odun kömürü, reçine, sakız, katran ve benzeri odun ve diğer orman ürünlerinin damıtılmasından elde edilen ürünlerin imalatı için tesis veya ocak kurmak veya çalıştırmak için Müdüre dilekçe ile başvurularak izin alınmasını zorunlu kılmaktadır.
18/2012 sayılı Çevre Yasasının 28.’inci maddesi hava kirliliğinin önlenmesi ile ilgili gerçek ve tüzel kişilere yükümlülükler ve sorumluluklar getirmiştir. Bu maddenin (7)’inci fıkrasına göre, gerçek veya tüzel kişiler, mangal odun kömürü ve mangal odun kömürü briketi de dahil olmak üzere yakılması veya kullanılması sonucu havaya, havanın doğal bileşimini bozan gaz ve partikül salınımına sebep olan herhangi bir madde veya ürün ithal etmeden veya üretmeden önce, Çevre Koruma Dairesinden çevresel açıdan yazılı uygunluk görüşü almak zorundadır. Çevre Dairesinin olumlu görüşü olmadan, bu fıkra kapsamına giren madde veya ürünlerin ithal edilmesi ve/veya üretilmesi yasaktır.
Güzelyurt bölgesinde “Gamini” olarak adlandırılan kömür ocaklarının yıllardır çevreyi kirlettiği veya hava kirliliği yarattığı bir gerçektir. Çevre Koruma Dairesi Müdürlüğü takriben 2011 yılında, odun kömür ocaklarının yarattığı çevre kirliliğinin önlenmesi amacıyla Avrupa Birliğindeki benzer uygulamaları araştırmış ve AB ülkelerinin bazılarında odun kömürü üretiminde modern teknolojiler kullanılarak çevreye verilen zararın en aza indirgendiği bilgisine ulaşmıştır. Avrupa Birliği ülkelerinde kullanılan teknolojiye sahip odun kömürü üretim tesisi kurulumuyla ilgili olarak Çevre Koruma Dairesi 2012 yılı bütçesinde yer almak üzere bir proje hazırlamasına rağmen bugüne kadar bu konuda herhangi bir ilerleme kaydedilmemiştir.
Söz konusu kömür ocaklarının veya işletmelerin nüfus yoğunluğu olan bölgelerin dışında bir bölgeye aktarılması konusunda alınan karar neticesinde Bakanlar Kurulu 10 Haziran 2015 tarihinde önemli bir çevre sorunu olan kömür ocaklarına çözüm getirilebilmesi için ve yeni sistem kömür ocaklarının kurulabilmesi için Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı kontrol ve yönetimine bir arazi tahsis edilmesine karar verdi.
Çevre Koruma Dairesinden çevresel açıdan yazılı uygunluk görüşü alınması zorunlu olmakla birlikte kömür ocaklarının çalıştırılması ve izin verilmesi veya faaliyetlerinin denetlenmesi 26/1995 sayılı Yasa ile değiştirilmiş şekliyle Fasıl 60 Orman Yasası uyarınca Orman Dairesinin yetkisindedir. Ancak Orman Dairesinin söz konusu kömür ocaklarının faaliyetlerini etkin bir şekilde denetleyemediği ve çok sayıda izinsiz kömür ocağının ilkel yöntemlerle faaliyet göstererek halkın sağlığının olumsuz etkilenmesine neden olduğu görülmektedir. Bu konu ile ilgili araştırmamızın yapıldığı süre içerisinde toplam 36 adet izinsiz kömür ocağı yıkılmıştır. Bu da rutin olarak yapılması gereken denetlemenin vaktinde yapılmadığının bir göstergesidir.
Ülkemizde, yoğun olarak Güzelyurt bölgesinde faaliyet gösteren, insan ve çevre sağlığı için ciddi tehdit oluşturan kömür ocaklarının, başta ilgili Yasa uyarınca izin makamı olan Orman Dairesi tarafından koordineli bir şekilde Çevre Koruma Dairesi ile birlikte vaktinde ve etkin bir şekilde denetlenmesi ve izinsiz ocakların yıkılması sağlanarak faaliyetlerinin önlenmesi gerekmektedir. Bu nedenle İçişleri ve Çalışma Bakanlığı, Bayındırlık, Çevre ve Kültür Bakanlığı, Orman Dairesi Müdürlüğü ve Çevre Koruma Dairesi Müdürlüğünün toplumun sağlığını ilgilendiren konularda işbirliği yapmaları ve bu konuda üretilen politikaların icraatlarının devamı sağlanmalıdır. Özellikle Güzelyurt bölgesindeki kömür ocaklarının nüfus yoğunluğu olan bölgelerin dışında bir bölgeye aktarılması ve kömür ocağı işletmeleri Türkiye’de ve dünyada insan ve çevre sağlığına zarar vermeyen teknolojiyi kullanmaları teşvik edilmelidir. Kurulacak kömür ocaklarına izin verirken çevre kirliliği yaratmayacak ve insan sağlığını olumsuz etkilemeyecek çağdaş sistemlerle çalıştırılmasını zorunlu kılacak kurallar konulmalıdır. Bunun dışında, denetimler sık sık yapılmalı ve kurulan kömür ocakları izinsiz olmaları halinde İdare müdahale ederek yıkımlarını gerçekleştirmelidir. Yine Orman Yasasında ve Çevre Yasasındaki izin koşullarının gözden geçirilerek kömür ocaklarına daha çağdaş bir yapı ile çalıştırılmalarına olanak sağlayacak düzenlemeler yapılmalıdır.
Emine DİZDARLI
Yüksek Yönetim Denetçisi
(Ombudsman)