Girne Kaşgar Bölgesi’nde Girne Belediyesine ait pompa istasyonu yakınında deniz içerisinde yoğun bir kirlilik görülmesi üzerine durumun vatandaşlar tarafından Çevre Koruma Dairesi’ne bildirildiği haberi, 1 Haziran 2022 tarihinde sosyal medya üzerinden paylaşılmıştır. Bu haberler üzerine Dairemiz tarafından konu ile ilgili resen soruşturma başlatılmıştır.
Konu, 38/1996 sayılı Yüksek Yönetim Denetçisi (Ombudsman) Yasası kuralları çerçevesinde incelenmiş ve ekte sunulan rapor hazırlanmıştır.
Yaşanan olaya ilişkin haberlerin 2 Haziran 2022 tarihinde basında geniş yer alması ile birlikte başlatılan soruşturma kapsamında öncelikle Girne Belediyesi ve Çevre Koruma Dairesi yetkililerinden konuya ilişkin kısaca bilgi alınmıştır. Akabinde talebimiz ve girişimlerimiz üzerine 3 Haziran 2022 tarihinde Girne Belediyesi ve Çevre Koruma Dairesi yetkililerinin katılımı ile bölgede bir denetim gerçekleştirilmiştir. Bölgede yapılan incelemenin ardından Başbakan Yardımcılığı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanlığı, Çevre Koruma Dairesi ve Girne Belediyesi ile yazışma yapılarak yetkililerin görüş ve değerlendirmeleri alınmıştır.
Başbakan Yardımcısı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanı’ndan 8 Haziran 2022 tarihli OMB.0.00-11/00-22/100 sayılı yazımızla, dönemin Girne Belediye Başkanı’ndan 8 Haziran 2022 tarihli OMB.0.00-11/00-22/99 sayılı yazımızla konuya ilişkin bilgi ve değerlendirmeleri talep edilmiştir. Başbakan Yardımcılığı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanlığı’nın 21 Haziran 2022 tarihli TÇB.0.00-137/03-22/E.628 sayılı yazısı, 30 Haziran 2022 tarihli TÇB.0.00-137/03-22/E.674 sayılı yazısı ve 8 Temmuz 2022 tarihli TÇB.0.00-753/07-22/E.703 sayılı yazısı Dairemize iletilmiştir. Raporumuzun sonlandırılması aşamasında 15 Mayıs 2023 tarihinde Başbakan Yardımcılığı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanlığı’nda OMB.0.00-11/00-23/68 sayılı yazımızla talep etmiş olduğumuz bilgi ve belgeler, Bakanlığın 22 Mayıs 2023 tarihli TÇB.0.00-007/99-23/E.677 sayılı yazısı ile Dairemize gönderilmiştir. Dönemin Girne Belediye Başkanı, 24 Ağustos 2022 tarihinde GRB.0.00-601/02[601/02]-22/E.2139 sayılı yazı ile sorularımızı yanıtlamıştır.
Girne Kaşgar Bölgesi’nde Girne Belediyesine ait pompa istasyonu yakınında deniz içerisinde yoğun bir kirlilik görüldüğü, bunun üzerine durumun vatandaşlarca Çevre Koruma Dairesi’ne bildirildiği haberi, 1 Haziran 2022 tarihinde sosyal medya üzerinden paylaşılmıştır. Başbakan Yardımcılığı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanlığı tarafından yapılan 2 Haziran 2022 tarihli açıklamada, Çevre Koruma Dairesi’nin denize atık su deşarj edildiğini tespit etmesi üzerine Girne Belediyesi’ne 28.000 Türk Liralık ceza kesildiği kaydedilmiştir.
Başlatılan soruşturma neticesinde sorularımızı yanıtlayan dönemin Çevre Koruma Dairesi Müdürü, denize atık su boşaltımının nedeninin, pompa istasyonunda yaşanan tıkanıklık olduğunu ifade etmiştir. Dönemin Çevre Koruma Dairesi Müdürü Dairemize gönderdiği yazıda olaydan, haberin sosyal medyada yayılmasının ardından saat 15:00 sularında haberdar olduklarını, Girne Birim Sorumlusunun hemen dönemin Girne Belediye Başkanı’nı telefonla arayarak detaylı bilgi aldığını ve kendisine pompa istasyonunda bir tıkanıklık yaşanması neticesinde bölgede kısa süreli atık su deşarjı olduğu ve Belediyeye bağlı ekiplerinin kısa sürede olaya müdahale ederek arızayı giderdikleri yönünde bilgi verildiğini kaydetmiştir.
Dönemin Girne Belediye Başkanı, Dairemize göndermiş olduğu yazıda, denize sürekli olarak atık su boşaltılmasının kabul edilebilir bir uygulama olmadığını söyleyerek, 1 Haziran 2022 tarihinde yaşanan olayın atık su içerisine atılan katı pisliklerin pompayı tıkamasından kaynaklandığını belirtmiştir. Sayın Başkan, yaşanan olaydan 1 Haziran 2022 tarihinde saat 14:43’te kendilerine gelen bir mesajla haberdar olduklarını, akabinde ilgili şubeye haber verildiğini ve arızanın sahadaki ekibe bildirildikten 15 dakika sonra giderildiğini kaydetmiştir.
Dönemin Çevre Koruma Dairesi Müdürü’nün verdiği bilgiye göre, Çevre Koruma Dairesi Girne Birimi, 2 Haziran 2022 tarihinde Girne Belediyesine 18/2012 sayılı Çevre Yasası’nın 19’uncu maddesinin 1’inci fıkrasına istinaden 000405 nolu ceza ihbarnamesi düzenleyerek, tekrarlanan suç kapsamında 4 asgari ücretlik ceza kesmiştir.
18/2012 sayılı Çevre Yasası’nın 19’uncu maddesi Kentsel Atık Su Yönetimi ile İlgili Yükümlülük ve Sorumluluklara ilişkin olup 1’nci fıkraya göre “Kanalizasyon sistemleri, septik tanklar ve emici kuyulardan gelen kentsel atık suyun ve/veya endüstriyel atık suların Çevre Koruma Dairesinden Atık Su Deşarj İzni alınmadan ve bu izinde belirtilen koşullara uygun olmadan doğrudan alıcı ortama deşarjı yasaktır.” Yasanın 78’inci maddesinin 3’üncü fıkrası ise şu şekildedir; “Herhangi bir gerçek veya tüzel kişi, bu Yasa uyarınca suç sayılan bir eylemi iki veya daha çok kez işlediği takdirde, bu Yasada yer alan idari para cezası miktarı iki kat artırılarak okunur ve yorumlanır.” Çevre Dairesi Müdürlüğü cevabında Girne Belediyesi’ne denize atık su deşarj ettiği için, 27 Şubat 2017 tarihinde, 13 Mart 2018 tarihinde ve 20 Ağustos 2019 tarihinde olmak üzere üç kez ceza kesildiğini söylemektedir. Bu nedenle, suç sayılan eylemin tekrarlamış olmasından dolayı Belediye’ye 4 asgari ücret karşılığı ceza kesildiği anlaşılmaktadır. Çevre Koruma Dairesi’nin bu uygulaması, 18/2012 sayılı Çevre Yasası’na uygundur.
Çevre Koruma Dairesi’nce gönderilen belgelere göre Girne Belediyesi’nin geçmiş yıllarda denize atık su deşarj ettiği için düzenlenmiş ceza ihbarnamelerini süresi içerisinde ödediği tespit edilmiştir. Çevre Koruma Dairesi tarafından 2 Haziran 2022 tarihinde düzenlenmiş olan 000405 numaralı Ceza İhbarnamesine göre Girne Belediyesi’nin 28.000 Türk Lirası tutarındaki cezayı 2 Temmuz 2022 tarihine kadar ödemesi gerekmekte idi. Dairemize gönderilen yazıda Çevre Dairesi Müdürü, kesilen cezaların takibinin Gelir ve Vergi Dairesi aracılığıyla yapıldığını, ceza ihbarnamesi numarası ile yasal süre dolduktan sonra Gelir ve Vergi Dairesi’ne yazı gönderilerek bilgi istendiğini belirtmişti. Çevre Koruma Dairesi’nden Girne Belediyesi’nin 000405 sıra numaralı ceza ihbarnamesini ödeyip ödemediği hususunda bilgi sorulmuştur. Çevre Koruma Dairesi 7 Eylül 2022 tarihinde ÇKD.3.00-323/14-22/E.1684 sayılı yazı ile Gelir ve Vergi Dairesi Müdürlüğü’nden bu konuda bilgi istediği yazının bir suretini Dairemize iletmiştir. Gelir ve Vergi Dairesi Müdürlüğü’nden gelen 9 Eylül 2022 tarih ve GVD.3.00-323/14-22/E.13433 sayılı cevaba göre Girne Belediyesi’nin cezayı ödemediği tespit edilmiştir. Raporumuzun sonlandırılması aşamasında 15 Mayıs 2023 tarihli yazımızla Başbakan Yardımcılığı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanlığı’ndan bahse konu cezanın ödenip ödenmediği, eğer ödenmemiş ise bu durumda Çevre Koruma Dairesi’nin ileri işlem yapıp yapmadığı konusunda bilgi talep ettik. Bakanlıktan gelen 22 Mayıs 2023 tarihli TÇB.0.00-007/99-23/E.677 sayılı yazıda, Girne Belediyesi’nin söz konusu ceza ihbarnamesini ödememesinden dolayı hazırlanan suç dosyasının, 28 Şubat 2023 tarihinde, ÇKD.3.00-323/14-23/E.369 sayılı yazı ile Hukuk Dairesi Girne Şubesi’ne elden teslim edildiği ifade edilmektedir. Bahse konu E.369 sayılı yazının bir sureti Dairemize iletilmiştir.
Dönemin Girne Belediyesi Başkanı’na söz konusu deşarj sudan olay anında numune alınıp alınmadığı sorulduğunda, hem Belediyelerin böyle bir yetkisi olmadığından hem de deşarj olan suyun sürekli olmaması dolayısıyla kısa sürede seyreleceği ve alınacak test sonucunun sadece o anlık durumu göstereceğinden sudan numune almadıklarını söylemiştir.
Başbakan Yardımcılığı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanlığı’ndan da soruşturmaya konu bölgeden numune alınıp alınmadığı ve bu olay neticesi denizde bir kirlilik oluşup oluşmadığı konusunda yapmış oldukları çalışmaya ilişkin bilgi talep edilmiştir. Dönemin Çevre Koruma Dairesi Müdürü, ilk anda deşarj sudan ya da atık suyun denize karıştığı kısımdan numune almadıklarını çünkü Devlet Laboratuvarı’nın çevreyle ilgili analizleri randevu sistemi ile yürüttüğünü, ekipmanlarının kısıtlı olması nedeniyle randevusuz numuneleri kabul etmediklerini kaydetmiştir. Daire Müdürü, deniz suyundan alınacak numunenin test yapılıncaya kadar muhafaza edilmesinin mümkün olup olmadığına ilişkin sorumuzu cevap olarak, olağan koşullarda atık suyun 1 derece ile -5 derece santigrat arası sıcaklıkta ve karanlık bir ortamda kısa süreli muhafaza edilebileceğini ancak en doğrusunun numuneyi analiz edecek laboratuvardan bu konuda bilgi alınarak ona uygun işlem yapılması olacağını ifade etmiştir. Özetle, Çevre Koruma Dairesi çalışanlarının olaydan haberdar oldukları an, numune alsalar dahi Laboratuvarda bir çalışma yaptırmanın mümkün olamayacağını düşünerek bölgeye gidip pompa istasyonundan denize karışan atıktan numune almadıkları anlaşılmaktadır.
Çevre Koruma Dairesi’nin yazısında, Dairenin Girne Birimi tarafından 13 Haziran 2022 tarihinde Kaşgar Bölgesi’ndeki deniz suyundan numune alınarak Devlet Laboratuvarı’na gönderildiğini, su kalitesinin hem Sağlık Bakanlığı hem de uluslararası standartlara göre mükemmel kalitede kabul edildiğini kaydetmiştir. Sağlık Bakanlığı Devlet Laboratuvarı tarafından hazırlanmış olan 21 Haziran 2022 tarihli ve 5141 sayılı Deney Raporu Dairemize iletilmiştir. Bu rapora göre Kaşgar Court Bölgesi, Pompa İstasyonu önünden alınan deniz suyu Mikrobiyoloji Şubesince incelenmiş, numune EMS ve Membran Filtrasyon metotları ile değerlendirilmiş ve E.coli sonucu 23, Enterokok sonucu 10 olarak tespit edilmiştir.
2006/7/EC sayılı Yüzme Suyu Kalitesi Yönetimine ilişkin Avrupa Parlamentosu ve Konsey Direktifi kriterleri şöyledir.
Parametre
|
Mükemmel kalite
|
İyi kalite
|
Yeterli kalite
|
Referans analiz yöntemi
|
Bağırsak Enterokokları (cfu/100ml)
|
100¹
|
200¹
|
185²
|
ISO 7899-1 veya ISO7899-2
|
Esherichia coli (cfu/100ml)
|
250¹
|
500¹
|
500²
|
ISO 9308-3 veya ISO9308-1
|
¹ Alınan örneklerin % 95’inde test sonuçları belirtilen zorunlu değerleri sağlaması
² Alınan örneklerin % 90’ında test sonuçlar belirtilen zorunlu değerleri sağlaması
Girne Kaşgar Court Bölgesi, Pompa İstasyonu önünden alınan deniz suyu örneğini inceleyen Devlet Laboratuvarının 5141 sayılı Deney Raporu ile açıkladığı bulguları yukarıdaki tabloya göre değerlendirildiği zaman, bölgedeki deniz suyunun “Mükemmel Kalite”de olduğu sonucu çıkmaktadır.
Dönemin Çevre Koruma Dairesi Müdürü, 18/2012 sayılı Çevre Yasası’nın 16’ncı maddesinin 5’inci fıkrasına göre deniz suyu analizlerini Sağlık Bakanlığı’na bağlı Temel Sağlık Hizmetleri Dairesi tarafından yürütüldüğünü ifade etmektedir. Nitekim yaşanan olay sonrası Çevre Koruma Dairesi 3 Haziran 2022 tarihinde ÇKD.0.00-614/17-22/E.975 sayılı yazı ile Temel Sağlık Hizmetleri Dairesi’ne bir yazı göndererek bölgeden deniz suyu numunesi alınmasını talep etmiştir. Temel Sağlık Hizmetleri Dairesi bu talep üzerine 9 Haziran 2022 tarihli TSH.0.00-614/17-22/E.3617 sayılı yazı ile söz konusu olanın yüzme suyu değil, deniz suyu olması nedeniyle Çevre Yasası gereği sorumluluğun Çevre Koruma Dairesi’nde olduğunu kaydetmiştir.
Çevre Koruma Dairesi bu olayda yasal sorumluluğun Temel Sağlık Dairesi’nde olduğunu söyleyerek deniz suyundan numune alınması için Daireye yazı yazmıştır. Ancak öte yandan pompa istasyonlarının ve o bölgelerdeki olası deşarjların takibinin ne şekilde yapıldığı yönündeki sorumuzu “Dairemiz, deniz kenarında bulunan arıtma tesislerinin çıkış sularından numuneler alarak arıtma tesisi çıkış sularının kalitesini izlemektedir.” biçiminde yanıtlamıştır. Çevre Koruma Dairesi arıtma pompası noktalarındaki deniz suyundan numune alınarak suyun temizliğinin kontrol edilip edilmediğine ilişkin sorumuza cevaben, deniz suyu analizlerinin Temel Sağlık Hizmetleri Dairesi tarafından yürütüldüğü kaydedilerek şu açıklama yapılmıştır; “Temel Sağlık Hizmetleri Dairesi, sonuçları ancak numuneler yasal sınırların üzerinde çıkması durumunda Dairemizle paylaşmaktadır. Bu durumda Dairemizin teknik elemanları konu bölgeye bir denetim gerçekleştirmekte ve bölgemizde herhangi bir atık su deşarjı olup olmadığını kontrol etmektedir.”
Bu noktada yaşanan olay çerçevesinde, mevzuatın hangi kuruma hangi konularda yetki ve sorumluluk verdiğine bakmakta yarar vardır.
18/2012 sayılı Çevre Yasası tahtında su kaynaklarının yönetimi, kentsel atık su yönetimi ve deniz kirliliği kontrolü ayrı kısımlar altında ele alınmıştır. Yasanın tefsiri gereği “Sulak Alan”, denizlerin gelgit hareketlerinin çekilme devresinde altı metreyi geçmeyen derinliklerdeki deniz suyu da dahil olmak üzere, doğal veya yapay, devamlı veya geçici, suları durgun veya akıntılı, tatlı, acı veya tuzlu, sular, bataklık, sazlık veya benzeri alanları anlatır. Söz konusu kirliliğin yaşandığı yeri, insanların yüzmesi beklenen bir yüzey suyu olmaktan çok Yasadaki tefsire dayanarak sulak alan ve/veya kıyı suyu olarak tanımlamak daha yerinde olacaktır.
Yasanın Su Kaynaklarının Yönetimi ile İlgili Yetkili Makamların anlatıldığı 16’ncı maddesinin 3’üncü fıkrasında Çevre Koruma Dairesi’nin yetkileri, 5’inci fıkrasında ise Sağlık işleriyle görevli Bakanlığın yetkileri açıklanmaktadır. Bu maddeler şu şekildedir;
16.
|
(3)
|
Çevre Koruma Dairesi;
|
|
|
(A)
|
Sulak alanlar ve kıyı suları dâhil, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde doğal olarak oluşan tüm yüzey suyu ortamlarını korur ve bu Yasada ve bu Yasa uyarınca çıkarılması öngörülen tüzüklerde belirtilen, doğal olarak oluşan yüzey sularıyla ilgili tüm kuralları izler ve uygular.
|
|
|
(B)
|
Sulak alanlar ve kıyı suları dâhil su ekosistemlerinin korunmasını sağlamak için doğal yüzey sularının kalitesini ve miktarını izler.
|
|
|
(C)
|
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde, doğal yüzey suları ve yeraltı suları için veya doğrudan suya bağlı olan habitatlar ve türlerin korunması amacıyla özel koruma gerektiren tüm alanların kaydını tutar.
|
|
|
(Ç)
|
Su havzalarının özelliklerini ve doğal yüzey suları ve yeraltı suları üzerindeki insan faaliyeti etkilerinin değerlendirilmesinin yapılmasını ve düzenli olarak güncellenmesini sağlar.
|
|
|
(D)
|
Tüm doğal yüzey su ortamlarını ekolojik statülerine göre sınıflandırır.
|
|
(5)
|
Sağlık işleriyle görevli Bakanlık, insan tüketimi için kullanılan su ve yüzme suyu kalitesi ile ilgili olarak, kamuya bilgi verilmesi de dahil, bu Yasa ve bu Yasa uyarınca çıkarılması öngörülen tüzüklerde belirtilmiş olan tüm kuralları izler ve uygular.
|
Yasa’nın 17’nci maddesine göre Temel Sağlık Hizmetleri Dairesi’nin önerisi üzerine ve Çevre Koruma Dairesi’nin görüşü alınarak çok sayıda insanın yüzmesi beklenen yüzey suları için kalite standartları, yüzme suyu olarak kullanılan suların izlenmesi, sınıflandırılması ve yönetimi için alınacak önlemler ve su kalitesinin, ne zaman ve nerede sağlık koruma standartlarına uymadığı da dâhil olmak üzere, yüzme suyu kalitesiyle ilgili bilgilerin kamuya aktarılmasıyla ilgili önlemler Sağlık işleriyle görevli Bakanlıkça hazırlanıp Bakanlar Kurulunca onaylanacak ve Resmi Gazetede yayımlanacak bir tüzük ve/veya tüzüklerle düzenlenir.
Kentsel Atık Su Yönetimi Yasada Dördüncü Kısımda ele alınmış olup 18’inci maddenin 2’nci fıkrası şöyledir; “Atık su, bu Yasa ve bu Yasa uyarınca çıkarılması öngörülen tüzüklerde ve düzenlemelerde belirlenen uygun su kalitesi standartlarına ulaşmak amacıyla arıtılır. Özellikle, yüzme suyu olarak kullanılan sulara deşarj edilen atık sular insan sağlığını korumak için gerekli standartlar doğrultusunda arıtılır.”
Kentsel Atık Su Yönetimi ile İlgili Yükümlülük ve Sorumluluklar Yasa’nın 19’uncu maddesinde düzenlenmiş olup ilgili maddenin 1’inci fıkrasına göre “Kanalizasyon sistemleri, septik tanklar ve emici kuyulardan gelen kentsel atık suyun ve/veya endüstriyel atık suların Çevre Koruma Dairesi’nden Atık Su Deşarj İzni alınmadan ve bu izinde belirtilen koşullara uygun olmadan doğrudan alıcı ortama deşarjı yasaktır.” Nitekim Çevre Koruma Dairesi, 1 Haziran 2022 tarihinde yaşanan olay neticesinde bu maddeye dayanarak Girne Belediyesi’ne ceza ihbarnamesi göndermiştir. Kentsel Atık Su Yönetimi ile İlgili Makamlar, Yasanın 20’nci maddesinde ele alınmış olup, Çevre Koruma Dairesi ilgili maddenin 1’inci ve 2’nci fıkraları ile kendisine verilen yetkiyi kullanarak Belediye’ye bu cezayı vermiştir.
Kentsel atık su yönetimi konusunda Belediyelerin görevleri de yine aynı maddenin 2’nci fıkrasında belirlenmiştir. İlgili fıkranın (A) bendine göre kanalizasyon sistemleri ve arıtma sistemlerinin inşa edilmesi, bakımı, tamiri ve yenilenmesinin yapılmasından, ayrıca bunların tüzükte belirlenmiş standartlara uygun olarak çalıştırılmasından Belediyeler sorumludur.
Kentsel Atık Su Yönetimi ile İlgili Yetkili Makamlarından bir diğeri de inşa onayı veren Planlama Makamları, Belediyeler ve/veya Kaymakamlıklardır. Yasada buna ilişkin madde şöyledir. “Planlama makamları, Belediyeler ve/veya Kaymakamlıklar, kanalizasyon sistemleri ve arıtma tesislerinin olmadığı bölgelerde yüzey, yeraltı ve deniz sularını korumak için, site, tatil köyleri gibi yerleşim yerleri inşası için onay vermeden önce atık su yönetimi için önerilen düzenlemelerle ilgili Çevre Koruma Dairesi’nin görüşüne başvurur.”
Yasanın 20’nci maddesinin 6’ncı fıkrasına göre “Sağlık işleriyle görevli Bakanlık, kamunun bilgilendirilmesi de dahil, yüzme suyuyla ilgili bu Yasada ve bu Yasa uyarınca çıkarılması öngörülen tüm kuralları izler ve uygular.”
18/2012 sayılı Çevre Yasası’nda Deniz Kirliliği Kontrolü bölümüne bakıldığında 25’inci madde uyarında deniz kirliliği kontrolü ile ilgili yetkili makamların Limanlar Dairesi, Sahil Güvenlik Komutanlığı, Çevre Koruma Dairesi, kendi sınırları içerisindeki kıyı ve kıyı şeritlerini temiz tutma konusunda da Belediyeler olduğu görülmektedir.
Soruşturulan konu kapsamında mevzuatın hangi kurumları hangi alanda sorumlu ve yetkili kıldığı hususunu kısaca özetlemek gerekirse, Çevre Koruma Dairesi’nin hem su kaynaklarının yönetimi hem kentsel atık su yönetimi hem de deniz kirliliği kontrolü kapsamında yetkili olduğunu söylemek mümkündür. Çevre Koruma Dairesi, Yasa ile kendisine verilen yetkilerini, konuya ilişkin mevzuatın kuralları çerçevesinde uygulamakla yükümlüdür. Buna göre böyle bir olay yaşandığında Çevre Koruma Dairesi’nin gerekli noktalardan, mümkün olan en kısa zamanda numune alarak kirliliğin tespiti için girişim başlatması son derece önemlidir.
Başlatmış olduğumuz soruşturma kapsamında değerlendirilen bir diğer nokta da yaşanan arıza sonucu denize kirli su deşarj edilen Girne Belediyesi pompa istasyonuna ilişkindir. Dönemin Girne Belediye Başkanı’nın bu konuyla ilgili olarak vermiş olduğu bilgiye göre Kaşgar Bölgesi’nde deniz kıyısında bulunan Atık Su Pompa İstasyonu, Girne Belediyesi hudutları dahilinde, işletmesini Girne Belediyesi’nin yaptığı 7 pompa istasyonundan bir tanesidir. Kaşgar Atık Su Pompa İstasyonu’nun amacının Girne Şehir Merkezi batısında bulunan yerleşim alanlarının kanalizasyonunu toplayıp ön arıtma ve derin deniz deşarj noktasına pompalamak olduğunu kaydeden dönemin Belediye Başkanı, tesiste biri asıl biri de yedek olmak üzere iki adet dalgıç pompa, önlem olarak bir adet jeneratörün bulunduğunu belirmiştir.
Dönemin Belediye Başkanı, Girne Belediyesi hudutları dahilinde bulunan ve işletmesini Girne Belediyesi’nin yaptığı pompa istasyonlarının her gün kontrol edildiğini kaydetmiştir. Bu kontrollerde elektrik panolarının açılarak pompaların çekiş gücünde bir sorun olup olmadığına bakıldığı, ilaveten toplama çukurunda aşırı yağ veya katı madde birikmesi durumunda bunların vidanjörle çekilmesi işinin organize edildiği bilgisi verilmiştir. Yanı sıra pompa istasyonları içerisindeki su seviyesini gösteren kameraların cep telefonları vasıtasıyla ihtiyaç duyulduğu an takip edilebildiğini aktaran Başkan, pompa istasyonlarının günlük kontroller sırasında gerekli bakımlarının yapıldığını, istasyonlardaki jeneratörlerin ise altı ayda bir bakımının yapıldığını sözlerine eklemiştir.
Pompa istasyonlarının işleyişi hakkında bilgi veren Belediye Başkanı yazısında şöyle demektedir; “pompa istasyonları her biri kanalizasyon toplama havzasının en düşük noktasına kurularak bölgenin atık suyunu ana toplayıcı kolektörlere pompalar. İstasyona gelen sular, seviye flatörlerinin sinyali ile pompaları çalıştırır ve seviye düşünce pompaları durdurur. Bu hiç durmadan devam eden bir döngüdür. Evrensel olarak, bu gibi pompa istasyonlarında sorunlar olduğunda, tesislerde acil çıkış savağı diye adlandırılan ve seviyesi yükselen atık suyun yollarda bulunan kapaklardan çıkıp yaşam alanlarına yayılmasını önlemek amacı ile alıcı ortamlara deşarj etme prensibi geçerlidir. Bu alıcı ortamlar genellikle sahil kentlerinde denizler/göller, karasal yerleşimlerde ise akarsular/nehirler/derelerdir. Arızalar giderilene kadar gelen atık suyun toplanıp biriktirilmesi mümkün değildir.”
İlgili yazıda, Girne Belediyesi’nin 2011 yılında inşa ettiği Derin Deniz Deşarjı ve Difüzör sistemini kullandığı, ilaveten denize atık su deşarj edilmesine ilişkin mevzuatın kısa adıyla Su, Toprak Kirliliği ve Hava Kalitesinin Korunması Tüzüğü altında yürütüldüğü ifade edilmektedir.
18/2012 sayılı Çevre Yasası’nın 83’üncü maddesindeki düzenlemeye göre, yürürlükten kaldırılan Çevre Yasası altında çıkarılan tüzüklerin bu Yasa ile çelişmeyen kuralları, bu Yasanın öngördüğü tüzükler çıkarılıncaya kadar yürürlükte kalır. Bu maddeye dayanarak, 9/1990 sayılı Çevre Yasası’nın 19’uncu maddesi tahtında hazırlanmış olan Çevrenin Korunması ve Kirliliğin Önlenmesi için Uyulması Gereken Yöntem ve Standartlar (Su, Toprak Kirliliği ve Hava Kalitesinin Kontrolü) Tüzüğü’nün halen geçerli olduğunu söylemek mümkündür.
Çevrenin Korunması ve Kirliliğin Önlenmesi için Uyulması Gereken Yöntem ve Standartlar (Su, Toprak Kirliliği ve Hava Kalitesinin Kontrolü) Tüzüğü’nde deşarj, arıtılmış olsun, olmasın, atık suların doğrudan veya dolaylı olarak alıcı ortama sistemli bir şekilde boşaltılmasını anlatır. Alıcı ortam ve sınıfları, atık suların deşarj edildiği veya dolaylı olarak karıştığı göl, akarsu, kıyı ve deniz suları ile yeraltı suları gibi yakın ve uzak çevre olarak tanımlanmıştır. Atık su ile ilgili deşarj standartları Tüzüğün 53’üncü maddesinde belirlenmiştir. Buna göre, gerçek ve tüzel kişiler, kamu kuruluşları dahil, faaliyet türlerine göre alıcı su ortamlarına verdikleri atık sular için Tüzüğe ek Tablo 7’den Tablo 23’e kadar konulan deşarj standartlarını sağlamakla yükümlüdürler.
Tablo 23, derin deniz deşarjları için uygulanacak kriterler tablosunda deşarj edilecek suyun sıcaklığı, EMS olarak toplam ve fekal koliform seviyesi, suda katı ve yüzen maddeler bulunmasına ilişkin limitler ve Tablo 4’te belirlenmiş deniz suyunun rengi ve bulanıklığı, içerisindeki yüzer maddeler, askıda katı madde ile çözünmüş oksijen değerleri, parçalanabilir organik kirleticilerin miktarı, ham petrol ve petrol türevleri ile ilgili düşünceler, radyoaktivite düzeyi, üretkenlik seviyesi, zehirli fenoller ile çeşitli ağır metallere ilişkin kriterler yer almaktadır.
Tüzüğün 69’uncu maddesinin 1’inci fıkrasının (A) bendinde, numune alma ve analiz metotlarına ilişkin yönetmelik hazırlanabileceği belirtilmişse de bu amaçla hazırlanmış ve yürürlükte olan herhangi bir yönetmelik bulunmamaktadır.
Çevre Koruma Dairesi Girne Birim ekiplerinin, söz konusu olaydan haberdar oldukları ilk anda Kaşgar Bölgesi’ne giderek pompa istasyonundan denize karışan atıktan numune almadıkları, olaydan 13 gün sonra yani 13 Haziran 2022 tarihinde, bölgedeki deniz suyundan numune alınarak Devlet Laboratuvarı’na gönderdikleri anlaşılmaktadır. Sağlık Bakanlığı Devlet Laboratuvarı tarafından hazırlanmış olan 21 Haziran 2022 tarihli ve 5141 sayılı Deney Raporuna göre Kaşgar Court Bölgesi, Pompa İstasyonu önünden alınan deniz suyunun kalitesi, 2006/7/EC sayılı Yüzme Suyu Kalitesi Yönetimine ilişkin Avrupa Parlamentosu ve Konsey Direktifi kriterleri parametrelerine göre “Mükemmel Kalite”dedir. Ancak olayın gerçekleşmesinden kısa bir süre sonra deniz suyundan numune alınmadığından ilk etapta denize karışan atığın nasıl bir kirlilik yarattığı konusunda değerlendirme yapılması mümkün değildir.
Çevre Koruma Dairesi’nce, Devlet Laboratuvarı’nın randevusuz numune kabul etmemesi nedeniyle olaydan haberdar oldukları an, numune alsalar dahi Laboratuvarda bir çalışma yaptırmanın mümkün olamayacağını düşünerek pompa istasyonundan denize karışan atıktan numune almadıkları kaydedilmiştir. Ancak alınacak numunenin uygun sıcaklık ve ortamda belirli bir süre muhafaza edilebileceği yine kendi ifadelerinde yer almaktadır. Çevre Koruma Dairesi Müdürü konunun Temel Sağlık Hizmetleri Dairesi’nin yetkisinde olması nedeniyle Daireye bir yazı göndererek deniz suyundan numune alarak inceletmelerine ve sonucun kendilerine bildirilmesini talep etmişlerdir. Ancak raporumuzda detaylı olarak açıklandığı gibi bahse konu olay çerçevesinde hem su kaynaklarının yönetimi hem kentsel atık su yönetimi hem de deniz kirliliği kontrolü kapsamında yetkili kurumun Çevre Koruma Dairesi olduğunu söylemek mümkündür.
18/2012 sayılı Çevre Yasası tahtında, güncel bilgiler ışığında hazırlanacak yeni bir Çevrenin Korunması ve Kirliliğin Önlenmesi için Uyulması Gereken Yöntem ve Standartlar (Su, Toprak Kirliliği ve Hava Kalitesinin Korunması Kontrolü) Tüzüğü ve buna bağlı yönetmeliklerle Yasada yetkilendirilen kurumların görevlerini daha net bir çerçeveye bağlı olarak ve daha verimli yapmalarının sağlanabileceği inancındayım.
18/2012 sayılı Çevre Yasası’nın 19’uncu maddesi tahtında nüfus eşdeğeri iki bin kişinin üzerinde olan yerleşimlerin hazırlanacak tüzükte belirlenecek standartlara uygun atık su toplama, arıtma ve deşarj sistemleri kurma yükümlülükleri vardır. Girne Belediyesi’nin tasarrufundaki sistemlerin Girne kentinin nüfusu için yeterli olup olmadığı idari denetimden bağımsız olarak önemli bir şehircilik ve belediyecilik konusu olduğu açıktır.
Kentsel Atık Su Yönetimi ile ilgili yetkili makamlarından bir diğeri de inşa onayı veren Planlama Makamları, Belediyeler ve/veya Kaymakamlıklardır. Yasaya göre Planlama makamları, Belediyeler ve/veya Kaymakamlıkların, kanalizasyon sistemleri ve arıtma tesislerinin olmadığı bölgelerde yüzey, yeraltı ve deniz sularını korumak için, site, tatil köyleri gibi yerleşim yerleri inşası için onay vermeden önce atık su yönetimi için önerilen düzenlemelerle ilgili Çevre Koruma Dairesinin görüşüne başvurmaları gerekmektedir. Planlama makamlarının her nevi inşaat izni verirken Yasa ile kendilerine verilen yetkileri kullanmaları ve plansız büyüyen kentlerde yaşanabilecek sorunları gözeterek hareket etmeleri son derece önemlidir.
Tüm yukarıda belirtilen yasal mevzuat ve olgusal durum ışığında, Girne Belediyesi’nin Kentsel Atık Su Yönetimi çerçevesinde bulunan yetkilerini kullanırken Kaşgar Pompa İstasyonu’nda gerekli rutin bakımı, pompa istasyonunun devamlı çalışmasını sağlayacak şekilde yapmadığı veya tıkanıklığı engelleyecek düzeyde ve sıklıkta bakım yapmamak suretiyle ihmalde bulunduğu ve tıkanma sonucu arıtılmamış atık suların denize deşarj edildiği görülmektedir. Yine geçmişe yönelik yapılan araştırmada, Çevre Dairesi tarafından Girne Belediyesi’ne 3 kez daha denize arıtılmamış su deşarj ettiği için ceza kestiği veya cezai yaptırım uyguladığı tespit edilmiştir. Bu da Girne Belediyesi’nin, pompa istasyonunun rutin bakımı ve tıkanıklığı önleme faaliyetlerinin yeterli olmadığını ve geçmişte Girne Belediyesi’ne 3 kez daha ceza kesilmiş olmasına rağmen tedbir almayarak ihmalde bulunduğunu ve hatalı davranışta ısrar ettiğini göstermektedir.
Keza yine Girne Belediyesi’ne resen soruşturma açılan son olayla ilgili olarak da Çevre Dairesi tarafından uygulanan cezai yaptırımı ödemediği ve aleyhine dava açılma işleminin başlatıldığı görülmektedir.
Yine Çevre Dairesi’nin öncelikle denize arıtılmış atık suların deşarj edildiği bölgelerde herhangi bir şikâyet olmasını beklemeden, önceden laboratuvardan alacağı yeterli sıklıktaki randevu tarihlerine göre denizden numune alınması ve testlerin yapılması sağlanmalıdır.
Düzenli elde edilen laboratuvar neticeleri, Çevre Dairesi’nin denetim yetkisinin aktif kullanımını sağlayacağı gibi deniz kirliliğinin önlenmesi ve kamu sağlığı açısından da büyük önem arz etmektedir.
İlkan VAROL
Yüksek Yönetim Denetçisi
(Ombudsman)