Sayın Musa Seral, Tapu ve Kadastro Dairesi’nce yapılan kadastro yenileme çalışmaları neticesinde Yeşilırmak Pilles mevkiinde bulunan taşınmaz malı ile ilgili mağdur olduğunu iddia ederek Dairemize başvuruda bulunmuş ve konunun soruşturulmasını talep etmiştir.
Yapılan başvuru üzerine konu, 38/1996 sayılı Yüksek Yönetim Denetçisi (Ombudsman) Yasası kuralları çerçevesinde incelenmiş ve rapor hazırlanmıştır.
Sayın Musa Seral’ın başvurusu ile ilgili olarak başlatılan araştırmada, 3 Haziran 2024 tarihinde, OMB.0.00-03/00-24/89 sayılı yazımızla, Tapu ve Kadastro Dairesi Müdürü’nden bilgi talep edilmiştir. Sorularımızın yanıtlanmaması üzerine 3 Eylül 2024 tarihinde Tapu ve Kadastro Dairesi’ne OMB.0.00-03/00-24/124 sayılı anımsatma yazısı gönderilmiştir. Bu yazının da cevapsız bırakılması üzerine Tapu ve Kadastro Dairesi’ne 17 Mart 2025 tarihinde OMB.0.00-03/00-25/43 sayılı yazı gönderilmiştir. Daire Müdürü, 19 Mart 2025 tarihinde TDK.0.00-749-25/E.1621 sayılı yazı ile sorularımızı cevaplandırmıştır.
Bu vesile ile 38/1996 sayılı Yüksek Yönetim Denetçisi (Ombudsman) Yasası’nın 21’inci maddesi tahtında, kamu görevlilerinin, kamu personelinin veya kişi ve/veya kişilerin yükümlülüklerinin ne olduğunun hatırlatılmasında yarar olduğu düşüncesindeyim. 38/1996 sayılı Yüksek Yönetim Denetçisi (Ombudsman) Yasası’nın 21’inci maddesi uyarınca Yüksek Yönetim Denetçisi (Ombudsman), Yasa uyarınca yaptığı soruşturmalarda bilgi verebileceğine, evrak ibraz edebileceğine inandığı herhangi bir kamu görevlisini, kamu personelini veya diğer kişi ve/veya kişileri, Anayasada ve başka yasalarda aksine kural olmadığı durumlarda bilgi vermeye veya evrak ibraz etmeye çağırma yetkisine sahiptir. Bu çerçevede 38/1996 sayılı Yüksek Yönetim Denetçisi (Ombudsman) Yasası’nın 24’üncü maddesine göre yasal bir mazeret bulunmaksızın istenen belgeyi vermekte kusur edilmesi halinde bir suç işlenmiş olabileceği ve neticesinde yasal müeyyidelerle karşı karşıya kalınabileceği unutulmamalıdır.
Yüksek Yönetim Denetçisi (Ombudsman)’ın hazırlayacağı raporlarda soruşturma açtığı hizmetle ilgili savunma alması, aldığı savunma ve görüşleri raporuna eklemesi 38/1996 sayılı Yüksek Yönetim Denetçisi (Ombudsman) Yasası’nın bir gereğidir. İdare, soruşturma konusu ile alakalı olarak kendisinden talep edilen bilgi ve belgeyi, tanınan süre içerisinde Yüksek Yönetim Denetçisi (Ombudsman)’a iletmek zorundadır. İdarenin bu konudaki sorumluğunu yerine getirmemesi, Yüksek Yönetim Denetçisi (Ombudsman)’ın hazırlayacağı raporun gecikmesine neden olur.
Yani özetle söylemek gerekirse Yüksek Yönetim Denetçisi (Ombudsman)’ın kendilerinden talep ettiği bilgi ve belgeyi süresi içerisinde iletmeyen İdare, hem suç işlemiş hem de Yüksek Yönetim Denetçisi (Ombudsman) Dairesi’nin işleyişine engel olmaktadır.
Sayın Musa Seral, Yeşilırmak Pilles mevkiinde bulunan, 9731 Koçan Numaralı, Pafta:S29-D-10-D-3, Ada/Blok:127’de kain 20 numaralı parselin (Pafta/Harita No:XVIII/62, Parsel:30/1) mal sahibidir. Sayın Seral, Tapu ve Kadastro Dairesi’nce yapılan kadastro yenileme çalışmaları sonucu mağdur olduğunu ve konuya ilişkin ilgili Daireye yapmış olduğu 20 Aralık 2021 tarihli dilekçesine gerekçeli bir cevap alamadığını iddia ederek Dairemize başvuruda bulunmuştur.
Sayın Musa Seral Dairemize yaptığı başvurusunun ekindeki dilekçesinde, koçanında bahsi geçen ve taşınmaz malının güney sınırı boyunca bulunan vadi veya arkın mevcut yönü ve boyutları ile haritaya işlenmesi gerektiği, ilaveten aynı taşınmazının sınırındaki orman sınır taşlarının haritaya işlenmesi gerektiği görüşünde olduğunu belirtmiştir. Sayın Seral hem bahse konu vadi veya arkın hem de orman sınır taşlarının hangi yasal gerekçe ile işlenmediği hususunun soruşturulmasını talep etmektedir.
Sayın Musa Seral, Tapu ve Kadastro Dairesi’ne verdiği 20 Aralık 2021 tarihli dilekçesinde, gerçekleştirilen kadastro çalışmaları sonucu “arazi kaybı oluştuğunu, koçanında belirtilen vadi ve/veya ark alanının yok edilmesi, 1/5000 ölçekten 1/2000 veya 1/1000 ölçeğe dönüştürülmesi sırasında yeryüzü şekillerinin ve yerindeki hudutların göz ardı edilmesi nedeniyle mağdur olduğunu” ifade etmektedir.
Sayın Musa Seral’ın şikâyet ettiği hususlar Tapu ve Kadastro Dairesi Müdürü’ne sorulmuştur. Sayın Müdür Dairemize gönderdiği yazıda Musa Seral’ın itiraz dilekçesinin 12 Mayıs 2022 tarihinde TKD.0.00.741/10/22/E.2078 sayılı yazı ile cevaplandırıldığını ve talebinin reddedildiğini kaydetmiştir. İadeli taahhütlü olarak Sayın Seral’a ulaştırıldığı belirtilen TKD.0.00.741/10/22/E.2078 sayılı yazıda dönemin Tapu ve Kadastro Dairesi Müdürü şöyle demektedir; “İlgi itiraz dilekçeniz Dairem tarafından kontrol edilmiş olup, talebiniz olumsuz bulunmuştur. Yenileme çalışmasında oluşturulan parsel sınırları geçerli olup, her türlü yasal hakkınızın açık olduğunu tarafınıza bildiririz.”
Daire Müdürü cevap yazısının devamında, akabinde konu ile ilgili olarak Daireye İstida/İstinaf:1/2022 sayılı davanın tebliğ edildiğini, bu davanın sonuçlanmasını beklediklerini belirtmektedir. Bahse konu İstida/İstinaf:1/2022 sayılı davanın “istida geri çekildiğinden masrafsız red ve iptal edilmesine emir verildiği” anlaşılmıştır.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Anayasası’nın 76’ncı maddesi dilekçe hakkına ilişkindir. Söz konusu maddeye göre herkes, kendisi veya kamu ile ilgili dilek veya şikayetleri hakkında tek başına veya topluca yetkili makamlara yazı ile başvurma ve bunların süratle incelenmesi ve karara bağlanması hakkına sahiptir. Gerekçeye dayanacak kararın, en geç otuz gün içinde dilek ve şikâyet sahibine yazılı olarak bildirilmesi gerekir.
Benzer şekilde 27/2013 sayılı İyi İdare Yasası’nın 15’inci maddesi, özel kişilerin yetkili makamlardan istemde bulunmasına ilişkin usul ve kurallara açıklık getirmektedir. Söz konusu maddenin 1’üncü fıkrasına göre özel kişiler, kendileri veya kamu ile dilek ve şikayetleri hakkında, tek başına veya topluca, yetkili makamlara yazı ile başvurma ve idareden yetkisi içindeki bir konuda birel işlem yapmasını isteme hakkına sahiptir. Yasa’nın yine aynı maddesinin 3’üncü fıkrası uyarınca idare, istemle ilgili kararını, en geç otuz gün içinde, gerekçeli olarak, başvuran kişiye veya kişilere yazılı olarak bildirmekle yükümlüdür.
Tapu ve Kadastro Dairesi, Musa Seral’ın 20 Aralık 2021 tarihli şikâyet dilekçesini Anayasa ve İyi İdare Yasası’nda belirlenmiş süre olan otuz gün içerisinde yanıtlamamıştır. Söz konusu dilekçe 12 Mayıs 2022 tarihinde yanıtlanmıştır. Sayın Seral dilekçesine gerekçeli bir cevap alamadığını iddia etmektedir. Sayın Seral dilekçesinde yapılan çalışmanın neticesinde kendi taşınmazı ile ilgili oluşan değişiklikten memnun olmadığını, bu çalışmanın neticesinde mağdur olduğunu ifade ederek düzeltme yapılması hususunda bir talepte bulunmuştur. Yapılan değerlendirme sonucu Tapu ve Kadastro Dairesi, Sayın Seral’ın talebini reddettiğini Sayın Seral’a yazılı olarak bildirmiştir. Ancak Tapu ve Kadastro Dairesi, Sayın Seral’a gönderdiği cevap yazısında, talebini hangi gerekçe ile olumsuz bulduğu konusunda bir açıklama yapmamıştır. Buna göre Tapu ve Kadastro Dairesi, Sayın Musa Seral’ın dilekçesini yanıtlarken kararına bir gerekçe göstermeyerek, Anayasa ve İyi İdare Yasası hükümlerine aykırı davranmıştır.
Sayın Musa Seral’ın Dairemize yaptığı başvurudaki diğer bir yakınma konusu da taşınmaz malının güney sınırı boyunca bulunan vadi veya arkın mevcut yönü ve boyutları ile haritaya işlenmesi ilaveten aynı taşınmazının sınırındaki orman sınır taşlarının haritaya işlenmesi gerektiğine ilişkindi. Sayın Seral başvurusunda, Tapu ve Kadastro Dairesi hangi gerekçe ile bunu yapmadığının soruşturulmasını talep etmekteydi.
Tapu ve Kadastro Dairesi Müdürü’nün bu konudaki açıklaması şöyledir; “Gerçekleştirilen kadastro yenileme öncesinde söz konusu taşınmazın hududundaki vadi ve hükümet ormanı haritalarda parsel hududu olarak gösterilmekte idi. Yeni oluşturulan haritalara parsel hududu olarak işlendi. Eski haritalarda vadi olarak ayrıca herhangi bir sembol kullanılmadığı tespit edilmiştir. Bahsi geçen orman sınır taşlarının haritaya işlenmesi Tapu ve Kadastro Dairesi uhdesinde değildir.” Sayın Müdür eski ve yeni sınırları gösteren planları Dairemize iletmiştir. Yeni haritalarda söz konusu arkların belirtildiği görünmektedir.
Bu aşamada mevzuatın bu konuda Daireyi ne şekilde sorumlu kıldığına bakmak gerekir. 44/1988 sayılı Tapu ve Kadastro Dairesi (Kuruluş, Görev ve Çalışma Esasları) Yasası şu an halen yürürlüktedir. Mevcut Yasa’nın 5’inci maddesinde toplam 31 fıkrada Dairenin görevleri sıralanmaktadır. Bu görevler arasında haritaların hazırlanması için gerekli ölçüm işlerinin yapılması ve elde edilen sonuçların değerlendirilerek haritalara işlenmesi bulunmaktadır. Ancak Yasa’da ölçümlerin haritaya işlenme usulüne açıklık getiren bir madde yoktur. Sayın Seral’ın iddia ettiği şekilde “taşınmaz malının güney sınırı boyunca bulunan vadi veya arkın mevcut yönü ve boyutları ile haritaya işlenmesi” gerektiği hususunda Yasa, bir usule işaret etmemektedir.
Sayın Musa Seral’ın başvurusunda altını çizdiği bir husus olması bakımından şu noktaya da açıklık getirmekte yarar görüyorum. 44/1988 sayılı Tapu ve Kadastro Dairesi (Kuruluş, Görev ve Çalışma Esasları) Yasası’nda topografik ve kadastral haritalar hazırlanması için ölçme işinin klasik yöntemlerle yapılması gerektiği yazmakla birlikte günümüz koşullarında sınır belirlemede yeni teknolojiler kullanıldığı bir gerçektir. Nitekim 1 Ocak 2026 tarihinden itibaren yürürlüğe girecek olan 45/2025 sayılı yeni Tapu ve Kadastro Dairesi (Kuruluş, Görev ve Çalışma Esasları) Yasası’nda da ölçümlerin Küresel Konum Belirleme (GPS) sistemi ve teknolojik her türlü güncel araç gereç ve ekipman yardımıyla yapılacağı belirtilmektedir. Yapılan ölçümler neticesinde yeni haritalar çizmek ve eski haritaları revize etmek de yine Tapu ve Kadastro Dairesi’nin görevidir.
Sayın Musa Seral’ın başvurusuna ilişkin raporumuzu özetlemek gerekirse, Tapu ve Kadastro Dairesi, Sayın Musa Seral’ın 20 Aralık 2021 tarihli şikâyet dilekçesini 12 Mayıs 2022 tarihinde yanıtlamış, neticesinde idarenin otuz gün içinde dilek ve şikâyet sahibine yazılı olarak cevabını bildirilmesi gerektiğine dair Anayasa ve 27/2013 sayılı İyi İdare Yasası’nın ilgili hükümlerine aykırı davranmıştır.
Tapu ve Kadastro Dairesi söz konusu dilekçeye verdiği 12 Mayıs 2022 tarihli yazılı cevapta, Sayın Musa Seral’ın talebini hangi gerekçe ile olumsuz bulduğu konusunda bir açıklamada bulunmamıştır. Bu konuda da Tapu ve Kadastro Dairesi, Anayasa ve 27/2013 sayılı İyi İdare Yasası’ndaki idarenin kararını başvuran kişiye gerekçeli olarak bildirme yükümlülüğü ile ilgili hükümlerine aykırı davranmıştır.
44/1988 sayılı Tapu ve Kadastro Dairesi (Kuruluş, Görev ve Çalışma Esasları) Yasası’nın 5’inci maddesinde 31 fıkrada açıklanan Dairenin görevleri arasında, haritaların hazırlanması için gerekli ölçüm işlerinin yapılması ve elde edilen sonuçların değerlendirilerek haritalara işlenmesi yer almaktadır. Ancak Yasa’da ölçümlerin haritaya işlenme usulüne açıklık getiren bir madde yoktur. Sayın Seral’ın iddia ettiği şekilde “taşınmaz malının güney sınırı boyunca bulunan vadi veya arkın mevcut yönü ve boyutları ile haritaya işlenmesi” gerektiği hususunda Yasa, bir usule işaret etmemektedir. Benzer biçimde Orman sınır taşlarının haritalara işlenmesi konusunda Tapu ve Kadastro Dairesi’ne Yasa ile görev verildiği tespit edilmemiştir. Hal böyle iken Tapu ve Kadastro Dairesi, bu konu ile ilgili olarak hatalı davranmamıştır.
İlkan VAROL
Yüksek Yönetim Denetçisi
(Ombudsman)