Yüksek Yönetim Denetçisi (Ombudsman) Emine Dizdarlı Sayın Vasfiye Çakırtaş'ın raporunu yayınladı.

Yüksek Yönetim Denetçisi (Ombudsman) Emine Dizdarlı  Sayın Vasfiye Çakırtaş'ın  raporunu yayınladı.

 

Sayın Vasfiye Çakırtaş, 20 Kasım 2008 tarihinde Kamu Hizmeti Komisyonu Başkanlığı tarafından Genel Ortaeğitim Dairesi, Öğretim Kadrosu Müzik (Sahne Sanatları) öğretmeni mevkiinde asaleti onaylandığını ve Lefkoşa Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi’nde “Bireysel Ses Eğitimi/ Şan Öğretmeni” olarak görevini sürdürdüğünü, Bireysel Ses Eğitimi dersleri öğrencilerle bire bir yapılması gerekirken zaman zaman ders çatışması nedeniyle iki öğrenciyle birlikte yaptığını, 2019 – 2020 Öğretim Yılı’nda tek seansta veya derste iki öğrenci alması zorunlu kılındığı nedeniyle görevini layıkıyla yerine getiremediğini, bunun sonucunda öğrencilerinin mağduriyet yaşadığını, bu uygulamanın piyano ve diğer çalgı derslerinde olmadığını, tek derste iki öğrenci alması sebebiyle ders saatlerinin yarı yarıya azaldığını, dolayısıyla üniversitede eğitimini almadığı “Müzik Teori” dersini vermek zorunda kaldığını, eşit muamele görmediğini ve bu uygulamanın haksız olduğunu ileri sürerek Milli Eğitim Denetleme, Değerlendirme ve Yönlendirme Kurulu Başkanlığı’na bir dilekçe gönderdiğini ancak bir cevap alamadığı cihetle Dairemize başvurarak söz konusu konunun Dairemizce soruşturulmasını talep etmiştir.

Yapılan başvuru üzerine konu, 38/1996 sayılı Yüksek Yönetim Denetçisi (Ombudsman) Yasası kuralları çerçevesinde incelenmiş ve ekte sunulan rapor hazırlanmıştır.

KKTC Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı nezdinde başlattığımız soruşturmada, Talim ve Terbiye Dairesi Müdürü Sayın Murat Aktuğ öğrencilerin tüm alan ve kademelerde bireysel farklılıklarına dayalı bir eğitim anlayışı ile yapılmasının esas olduğunu, her öğrencinin hazır bulunuş düzeyi, öğrenme hızı ve öğrenme biçiminin diğerinden farklı olduğunu, sanat eğitiminde bu durumun daha fazla öne çıktığından öğrencilerin bireysel farklılıklarını göz önünde tutarak ders yapılması gerektiğini, “Bireysel Ses Eğitimi” dersinin ise okul koşullarının uygun olması halinde teke tek, koşulların uygun olmaması durumunda ise ikili ve/veya daha fazla öğrenci grubu ile yapıldığını ve ilgili sınıftaki öğrenci sayısı, dersi veren öğretmen sayısı ve okuldaki materyallerin sayısının etken olduğunu belirtmiştir.

KKTC Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı, Talim ve Terbiye Dairesi Müdürlüğü’nün görüşüne göre “Bireysel Ses Eğitimi” dersinin iki veya daha çok öğrenci ile yapılması pedagojik açıdan avantajlarının olduğu gibi dezavantajlarının da olduğu, öğrencilerin her birinin farklı bir hazır bulunuş durumu ve yeteneği olduğu gerçeği göz önünde bulundurulduğunda ders süresinin tamamını bir öğrencinin yeteneğini geliştirmek üzere kullanılmamasının bir dezavantaj olduğudur. Öte yandan, akran öğrenmesi (arkadaşından öğrenme) ile farklı yetenek ve yöntemleri gözlemleme, yetenek sergilerken yapılabilecek hataları fark edebilme gibi unsurlar iki veya daha çok öğrenci ile yapılan derslerin avantajı olarak belirtilmiştir. Okulun olanaklarına göre “Piyano” ve/veya “Çalgı” derslerinin teke tek yapılmasına özen gösterilmesine rağmen bir alet (çalgı) çalmayı gerektirdiği için “Bireysel Ses Eğitimi” dersine kıyasla çok daha fazla oranda bireysel yapılmasını zorunlu kıldığı belirtilmiştir. 

KKTC Milli Eğitim Bakanlığı, Ortaöğretim Genel Müdürlüğü, Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi, “Bireysel Ses Eğitimi Dersi Öğretim Programı” adıyla 2006 yılında yayımlanan ve hala hazırda Bakanlığın internet sitesinde kullanımda bulunan kitabın ikinci bölümü “Bireysel Ses Eğitimi” ile ilgilidir. Bireysel Ses Eğitimi Dersi Öğretim Programına göre “İnsan yaşamında sesin, konuşmak ve müzik yapmak gibi, iki önemli yeri vardır. Müzik yapmaya yarayan diğer araçların tek başına oluşturamadığı çeşitli renklerin tümünü içeren insan sesi, dilden aldığı güçle de, etkinliğini bir kat daha arttırmış, kendine özgü teknik ve yöntemleriyle de, müzik yapmaya yarayan diğer araçların yanındaki değerli ve tutarlı yerini almıştır”. Prof. Dr. Ali Uçan tarafından 1994 yılında yayımlanan “İnsan ve Müzik İnsan ve Sanat Eğitimi” adlı kitabında şu alıntıya yer verilmiştir: “İnsan sesi ve ses organı, müzik yapma ve yaratmada en doğal, en kullanışlı, en yetkin ve en etkili araçtır”. Bu noktadan yola çıkıldığında “İnsan Sesinin” müzik yapmaya yarayan diğer araçlardan ayrı görülmemesi ve çalgı (alet/ enstrüman) dersleriyle aynı görülmesi veya aynı değerde tutulmaması gerekmektedir.

 “Bireysel Ses Eğitimi” Dersinin adında yer alan “Bireysel” sözcüğü Türk Dil Kurumuna göre “Bireyle ilgili olan, bireye özgü olan, ferdî” demektir. KKTC Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yayımlanan adı geçen Kitabın üçüncü bölümünde ise “Programın Uygulamasına İlişkin İlke ve Açıklamalar” bulunmaktadır. Bölümün 5’inci maddesine göre “Bireysel Ses Eğitimi” dersi bireysel gelişime dayalı, öğrenci merkezli bir ders olduğundan öğrencinin bireysel gelişim ve özelliklerine uygun alıştırma ve parçalarla yürütülür. Bölümün 8’inci maddesinde ise öğretim programının uygulanması sürecinde ses alıştırmaları ve repertuvar, farklı ses gruplarına göre (soprano, alto, tenor, bas) ayrı ayrı düzenlenmeli veya uygun tonlara transpoze edilmelidir. Özellikle repertuvarın farklı tür örnekleri içermesi, yaş ve ses tekniği düzeyine uygun olması ve piyano eşlikli olmasına dikkat edilmelidir. Solo parçaların yanı sıra kanon, duet, trio gibi çok sesli ve grup çalışmalarını içeren parçaların da repertuvar içine alınmasının önemli olduğu hususu yer almaktadır. Dolayısıyla, dersin teke tek yapılması doğru olmakla beraber ses gruplarına göre belirttiği akran öğrenmesinin de 8’inci madde kapsamında olduğu anlaşılmaktadır. Kısacası, ilgili sınıftaki öğrenci sayısı, dersi veren öğretmen sayısı ve okuldaki materyallerin durumuna göre “Bireysel Ses Eğitimi” dersinin önemine binaen mümkün olduğunca teke tek olması bir avantaj sayılabilir.

25/1985 sayılı Öğretmenler Yasası’nın 38’inci Maddesinin 2’inci fıkrası uyarınca Müdür, Müdür Muavini, Başmuavin, Atölye Şefi ve Bölüm Şefi dışındaki her öğretmen, ders yılı içinde, haftada en az 18, en çok 20 saat; “B Öğretmen” baremindeki her öğretmen haftada en az 15, en çok 18 saat; “A Öğretmen” baremindeki her öğretmen ise haftada en az 13 en çok 15 saat ders yapar. Bu durumda Sayın Çakırtaş’ın toplamda verdiği ders saatine ve öğrenci sayısına göre söz konusu dersin haftanın belirli günlerinde iki öğrenci ile yapılması diğer günlerde ise teke tek yapılması gibi bir durum zorunluluk arz edebilmektedir.

Sayın Vasfiye Çakırtaş’ın asaleti 2008 yılında Kamu Hizmeti Komisyonu tarafından “Müzik Öğretmeni” olarak onaylanarak ve halen Genel Ortaöğretim Dairesi kadrolarında bu statüde görev yaptığı tespit edilmiştir. Öğretmenler Milli Eğitimin amaçları ve temel ilkeleri doğrultusunda çağın gereklerine uygun bir eğitimi gerçekleştirmelidirler. İhtiyaç olması halinde örneğin “Matematik Öğretmeni” olarak atanan bir kişinin yalnızca “Matematik” dersi değil  “İstatistik” ve “Geometri” gibi farklı dersleri,  “Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni” olarak atanan bir kişinin “Türkçe”, “ Dil Anlatım”, “Türk Edebiyatı” ve “Medya Okur – Yazarlığı” gibi dersleri de verebilmektedirler. Bundan dolayı da Sayın Çakırtaş’ın “Müzik Teori” dersini vermesinin zorunluluktan ziyade görevinin bir gereği olduğunu ve herhangi bir aykırı durum teşkil etmediği anlaşılmaktadır.

 Genel Ortaeğitim Dairesi Müdürlüğü nezdinde yapmış olduğumuz soruşturmada Sayın Çakırtaş’ın, 2019-2020 Öğretim yılında haftada 10 saat “Bireysel Ses Eğitimi” dersi verdiği tespit edilmiştir. Bu da 25/1985 sayılı Öğretmenler Yasası’nın 38’inci Maddesinin 2’inci Fıkrasında geçen 20 saatin yarısı demektir. Sayın Çakırtaş haftada toplam 3 saat “Müzik Teori” dersi vererek toplam verdiği ders sayısı 13 olmuştur ki bu da haftalık 20 ders saatinin oldukça altında bir değerdir. Dolayısıyla, Sayın Çakırtaş’ın “Müzik Teori” dersini vermesinin çalışma saatlerini artırmak ve görevi icabı sorumlulukları arasında olduğu anlaşılmaktadır.

Sayın Vasfiye Çakırtaş’ın şikâyeti arasında Milli Eğitim Denetleme, Değerlendirme ve Yönlendirme Kurulu Başkanlığı’na “Müzik Teori” dersi ile ilgili olarak verdiği dilekçesine yanıt alamadığı hususu bulunmaktadır. Bu konuda Milli Eğitim Denetleme, Değerlendirme ve Yönlendirme Kurulu Başkanlığı nezdinde yapmış olduğumuz incelemede, Sayın Çakırtaş’ın Genel Ortaöğretim Dairesi’ne bir dilekçe verdiğini ve söz konusu dilekçenin Genel Ortaöğretim Dairesi tarafından Milli Eğitim Denetleme, Değerlendirme ve Yönlendirme Kurulu Başkanlığına iletildiği tespit edilmiştir. Kurul’a göre, söz konusu problemin müfredattan ve atanan öğretmenlerin “Branş Öğretmeni” sıfatıyla değil de “Müzik Öğretmeni” sıfatıyla atanmalarından kaynaklanmaktadır.

41/2006 sayılı Milli Eğitim Denetleme, Değerlendirme ve Yönlendirme Kurulu (Kuruluş, Görev ve Çalışma Esasları) Yasası’nın 6’ncı maddesinin 2’inci fıkrası Eğitim Denetleme, Değerlendirme ve Yönlendirme Üst Kurulu’nun (Üst Kurul) amaçlarını belirtmektedir. Mezkûr fıkranın (A) bendine göre, Bakanlığa bağlı her tür ve derecedeki örgün ve yaygın eğitim ve öğretim kurumunda ve/veya Bakanlığın gözetim ve denetimi altında faaliyet gösteren gerçek veya tüzel kişilere ait eğitim ve öğretim kurum ve kuruluşlarında, eğitim ve öğretim etkinliklerinin ilgili yasa, tüzük, yönetmelik, plan, program, yönerge ve genelgelere uygun olarak yürütülüp yürütülmediğini saptamaya ve bu kurum ve kuruluşlarda yürütülen eğitim ve öğretim etkinliklerinin verimlilik ve kalitesini yükseltmeye yönelik denetim ve değerlendirme işlemlerini, bu Yasa kuralları ile ilgili yasaların kuralları çerçevesinde yürütmek vardır.

Milli Eğitim Denetleme, Değerlendirme ve Yönlendirme Kurulu nezdinde yaptığımız soruşturmada Sayın Çakırtaş’ın bağlı bulunduğu Genel Ortaöğretim Dairesi ve müfredatı düzenleyen Talim ve Terbiye Kurulu ile görüşme yaptığını ve bu konudaki sıkıntılarını aktardığını tespit ettik. Yine, Genel Ortaöğretim Dairesi ve Talim ve Terbiye Kurulu’nun da Sayın Çakırtaş’a konu ile ilgili sözlü bilgi verdiği anlaşılmaktadır.

27/2013 sayılı İyi İdare Yasası’nın 15’inci maddesine göre özel kişiler, kendileri veya kamu ile dilek ve şikâyetleri hakkında, tek başına veya topluca, yetkili makamlara yazı ile başvurma ve idareden yetkisi içindeki bir konuda birel işlem yapmasını isteme hakkına sahiptir. İdare, kendisine yazı ile başvuran kişi ya da kişilere, üzerinde tarih bulunan bir alındı belgesi verir. İstem, yetkili olmayan bir idareye yöneltilirse, kendisinden istemde bulunulan makam, istemi en geç beş iş günü içerisinde yetkili makama iletir ve istem sahibini yazılı olarak durumdan haberdar eder. İdare, istemle ilgili kararını, en geç otuz gün içinde, gerekçeli olarak, başvuran kişiye veya kişilere yazılı olarak bildirir. Otuz günlük süre, istemin yetkili makama ulaşmasından itibaren hesaplanır. İdare, bu süre içerisinde yazılı ve gerekçeli yanıt vermeyi ihmal ederse, bundan dolayı doğacak zararları bu Yasadaki kurallar çerçevesinde gidermekle yükümlüdür. İdare, yazılı ve gerekçeli bildirimde, kararına karşı, hangi süreler içinde, hangi hukuki yollara başvurulabileceğini belirtir. Dolayısıyla, Milli Eğitim Denetleme, Değerlendirme ve Yönlendirme Kurulu’nun Sayın Vasfiye Çakırtaş’ı sözlü olarak bilgilendirmesine rağmen mezkûr yasanın ilgili hükmüne göre yazılı olarak bilgilendirmesi gerekirdi.

Netice itibarıyla, “Bireysel Ses Eğitimi” ile ilgili olarak “İnsan Sesinin” de müzik yapmaya yarayan araçlar arasında olmasından dolayı, çalgı (alet/ enstrüman) derslerinden farksız olarak değerlendirilmesi gerekir. “Bireysel Ses Eğitimi” derslerinin mümkün olduğunca teke tek yapılması, ancak ilgili sınıftaki öğrenci sayısı, dersi veren öğretmen sayısı ve okuldaki materyallerin durumu dikkate alınarak bir ders programının belirlenmesi gerekir.  Ancak bu uygulamanın kimi zaman olanaklara göre iki öğrenciyle birlikte yapılması bir engel teşkil etmemektedir. Bu durumun öğrencilerin mağdur olmaması için asgari düzeyde olması gerekmektedir. Bu nedenle, Sayın Vasfiye Çakırtaş’ın “Müzik Teori” dersini de vermesi görevinin bir gereğidir ve/veya Öğretmenler Yasası ile sair mevzuata aykırı bir uygulama değildir.

 

        

                                                                                     Emine DİZDARLI

                                                                                Yüksek Yönetim Denetçisi

                                                                                         (Ombudsman)

 

 

 

Print
Yayınlanma tarihi: Eyl 20, 2021,
Haber Kategorisi: Haberler,
Yorumlar: 0,
Etiketler:

«Nisan 2024»
PztSalÇarPerCumCmtPaz
25262728293031
1234567
891011121314
15161718
Yüksek Yönetim Denetçisi (Ombudsman) İlkan Varol  Sayın Bülent Küçük'ün  raporunu yayınladı.

Yüksek Yönetim Denetçisi (Ombudsman) İlkan Varol  Sayın Bülent Küçük'ün raporunu yayınladı.

         

           Sayın Bülent Küçük ikamet etmekte olduğu Şehit Yusuf Uluğ Sokak No:18 Ortaköy Lefkoşa’daki evinin hemen yanındaki apartmanın bahçesinde bulunan kümes hayvanlarının sayısının çok olduğunu, kötü koku ve gürültü kirliliği yaratmalarından dolayı rahatsızlık yaşadığını, bu konuda Lefkoşa Türk Belediyesine bir çok kez şikayette bulunduğunu ancak şikayetlerinin sonuçsuz kaldığını iddia ederek konunun soruşturulması için Dairemize başvuruda bulunmuştur.

            Yapılan başvuru üzerine konu, 38/1996 sayılı Yüksek Yönetim Denetçisi (Ombudsman) Yasası kuralları çerçevesinde incelenmiş ve ekte sunulan rapor tanzim edilmiştir.

Devamını oku
192021
22232425262728
293012345

Arşiv